Şîa, Hz. Peygamber’in vefatından sonra imâmetin Hz. Ali’ye ve onun soyundan gelenlere ait olduğunu savunan grupların ortak ismidir. İmâmet inancının merkezi bir konum inşa ettiği bu gruplar, imamların nas ile tayin edildiklerine ve peygamberler gibi masum olduklarına dayanan yeni bir din tasavvuru geliştirmiş, müstakil bir hadis ve tarih malzemesi oluşturmuş gerek itikadî gerek amelî bakımdan kendilerine münhasır bir şekle bürünmüşlerdir.
Tarihte varlıklarını Sünnî devletlerin hâkimiyetinde geçiren Şiîler, Fâtımîler (909-1171) ve Safevîler (1501-1736) gibi iki güçlü bağımsız devlet kurmayı başarmış, ancak Şîa propagandasını temel amaç edinen her iki devlet de uzun soluklu olamayıp tarih sahnesinden çekilmiştir. 1979 İran devrimiyle yeniden bağımsız bir devlete kavuşan Şiîler mezhebi faaliyetlerine kaldıkları yerden devam etmektedir. Yaklaşık iki milyon Şiî vatandaşa ev sahipliği yapan Türkiye sınır komşusu İran’ın propaganda faaliyetlerinin kapsamında yer almaktadır. Ülkemizdeki bütün Sünnîler Şîa propagandasının doğal muhatapları olmakla birlikte özellikle Şiî inanç esaslarıyla benzerlik gösteren Alevîler, şiîleştirme faaliyetlerinin ana hedefi konumundadır.
Türkiye’deki Şiîler’i Zeynebiye ve Kevser Grubu diye iki kısma ayırmak mümkündür. Zeynebiye grubu devlet ile yakın ilişki içerisindedir ve kendilerini Türk milletinin bir unsuru olarak görmektedir. Kevser grubu ise İran’ın siyasî ve ideolojik fikirlerine katkı sağlayacak mahiyette çalışmalar yapmakta ve yayıncılık alanında aktif bir faaliyet yürütmektedir. Bu çalışmanın konusu olan Kur’ân-ı Kerîm ve Meâli isimli eser de Kevser grubunun yayınları arasından çıkmış, ilk baskısı Haziran 2009’da dördüncü ve son baskısı da Haziran 2020’de yapılmıştır.
Çalışma konumuz meâl Murtaza Turabi tarafından hazırlanmış ve kendi ifadesiyle sekiz yıllık bir çalışmanın ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Turabi, sunuş yazısında meâlin ilk önce bir heyet tarafından yapılmasının planlandığını, ilk cüzünün bu heyet tarafından yapıldığını fakat heyetin farklı gerekçelerle dağılması üzerine meâlin kendisi tarafından hazırlandığını ifade etmektedir.
İki kısımdan oluşan meâl 794 sayfalık bir hacme sahiptir. Birinci kısım sağ taraftan başlamaktadır ve ortada metin, kenarlarda tercüme şeklinde klasik meâl tarzındadır. Bu kısımda her sûrenin başında tanıtıcı bilgilere yer verilmekte bazı âyetler hakkında da küçük puntolarla kısa açıklamalar yapılmaktadır. Âyet hakkında daha kapsamlı açıklamaya ihtiyaç duyulduğunda ise okuyucu, meâlin diğer kısmındaki açıklamalar bölümüne yönlendirilmektedir. Zaman zaman parantez arası kullanımların da olduğu bu kısım 604 sayfadan oluşmaktadır.
İkinci kısım sol taraftan başlamakta; takdim, sunuş, meâl kısmında verilen dipnotlara dair 180 adet açıklama ve meâl sahibinin “Ehl-i Beyt (a.s) Nazarında Kur'ân” ana başlığı altında tasnif ettiği alt başlıklardan oluşan 184 sayfalık bölümü kapsamaktadır. Meâlin en orijinal kısmını Turabi’nin bu kısımda yaptığı açıklamalar oluşturmaktadır.
Meâlde çoğunlukla Şiî kaynaklar kullanılmış, zaman zaman da Sünnî kaynaklara yer verilmiştir. Ehl-i beyt imamlarından yapılan nakillerin oldukça önem arz ettiği meâlde en fazla kullanılan kaynakların başında İmâmîlerin temel hadis kaynakları/Kütüb-i Erbaa’nın birincisi ve en önemlisi kabul edilen Ahbârî âlim Küleynî’nin (ö. 329/941) el-Kâfî fî ʿilmi’d-dîn adlı eseri gelmektedir.
Çalışmada söz konusu meâl, imâmet, mehdî, takıyye, Ehl-i beyt’in kapsamı, ayakları mesh etmek ve mütʿa nikâhı gibi ihtilaflı konularda detaylı bir şekilde tahlil edilmiştir. Meâl sahibinin zikri geçen hususlarda ön yargılı davrandığı, aidiyet duyduğu mezhebin görüşlerini Kur’an’a tasdik ettirmek için yoğun bir çaba sarf ettiği, bu meyanda metinden bağımsız yorumlarda bulunduğu, siyak-sibak ve âyetlerin indiği zaman ve mekân gibi Kur’an’ın anlaşılmasında birinci derecede önemli hususları göz ardı ettiği tespit edilmiştir.
Shīʿa is the common name of the groups that argue that the imamate belongs to Alî and his descendants after the death of the Prophet (PbuH). These groups, in which the imamate belief has a central position, developed a new religious concept/belief based on the fact that the imams were appointed by nass (qur’anic text and prophetic tradition) and were innocent like the prophets (Pbu Them), created an independent hadîth (prophetic narrations) and historical material, and took on a form unique to them both in terms of belief and practice.
Shiites, who spent their existence under the domination of Sunnî states in history, succeeded in establishing two strong independent states such as the Fatimids (909-1171) and the Safavids (1501-1736), but both states, which adopted mainly the Shiite propaganda, were not long-term and withdrew from the stage of history. The Shiites, who regained an independent state with the 1979 Iranian revolution, now continue their sectarian activities from where they left off. Turkey -the border neighbor of Iran-, which hosts nearly two million Shiite citizens, is within the scope of the propaganda activities of Iran. Although all Sunnis in our country are the natural addressees of Shiite propaganda, Alevis, who are similar to the principles of Shiite belief, are the main target of Shiite activities.
It is possible to divide the Shiites in Turkey into two groups as Zaynabiyya and Kawthar Group. The Zaynabiyya group is in close contact with the state and sees themselves as a part of the Turkish nation. The Kawthar group, on the other hand, carries out studies that will contribute to the political and ideological ideas of Iran and carries out an effective activity in the field of publishing. Among the publications of this group is a translation of the Qur'an, the first edition of which was published in June 2009 and the fourth edition was published in June 2020.
Our study subject (translation) was prepared by Murtaza Turabi and resulted as a product of an eight-year study (in his own words). In his presentation/introduction, Turabi states that it was planned to finish the translation first by a committee and so the first part was made by this committee. However later on, the translation was concluded by him after the delegation broke up for different reasons.
The translation, which consists of two parts, has a volume of 794 pages. The first part starts from the right side and the text in the middle is in the classical translation style with translation on the margins. In this section, introductory information is given at the beginning of each surah (chapter), and short explanations are made about some verses in small fonts. When a more comprehensive explanation about the verse is needed, the reader is directed to the deeper explanations section in the other part of the translation. This part, which includes occasional use between parentheses, consists of 604 pages.
The second part starts from the left side; It includes 180 explanations about the footnotes given in the introduction, presentation, translation section, and a 184-page section consisting of sub-headings classified by the owner of the translation under the main title of "The Qur'an in the Perspective of Ahl al-Bayt (a.s)". The most original part of the translation is Turabi's explanations in this part.
In the translation, mostly Shiite sources were used, and occasionally Sunni sources. The main hadith sources of the Imamis/the first and most important of the Kutub-i Erbaa (the four books) and ahbârî scholar Kulaynî's (d. 329/941) al-Kâfî fî ʿilmi'd-dîn is one of the most used sources in the translation, in which the transmissions from the Ahl al-Bayt imams are of great importance.
In the study, controversial issues such as imamate, mahdî, takiyya, the scope of the ahl al-bayt, wiping the feet and mutʿa marriage have been analyzed in detail. It is determined that the owner of the translation acts with prejudice in the matters mentioned and makes an intense effort to confirm the views of the sect he belongs to with the Qur'an. Moreover, he makes comments independent of the text such as the time and place where the verses were revealed. The first grade important issues are ignored.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | December 19, 2021 |
Publication Date | December 30, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Issue: 17 |
Amasya İlahiyat Dergisi-Amasya Theology Journal Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.