Rihle olarak isimlendirilen râvi hareketliliği İslâm dininin temel kaynağı olan hadislerin farklı beldelere taşınmasında çok önemli bir yere sahip olmuştur. Bu kapsama giren yerlerden birisi de Bizans ile İslam beldeleri arasında Sugūr ismiyle anılan bölgenin bir parçası olan Antakya şehridir. Bu çalışmanın konusunu da Antakya şehrine gelmiş ve Antakî nisbesini alarak bu şehirle anılmış râviler oluşturmaktadır. Bu şehre kimlerin hangi zaman diliminde geldiği, hadis ilmîne dair hangi birikimlere sahip oldukları ve ricâl tenkidi açısından durumları araştırmanın temel başlıklarını oluşturmaktadır.
Mevcut çalışmayla benzer muhtevaya sahip farklı araştırmalar bulunmakla birlikte bu incelememizin temel odak noktasını Antakya şehrine dışarıdan gelerek oraya yerleşen ya da başka bölgelere gitse de Antâkî nisbesini alacak derecede bu şehirle anılan râviler oluşturmaktadır. Dolayısıyla çalışmamız bu yönüyle alandaki bir boşluğu gidermektedir. Bu bağlamda “سكن أنطاكية” ve “نزيل أنطاكية, نزل أنطاكية” ifadeleri üzerinden genel bir tarama gerçekleştirilmiş ve 25 râvi tespit edilmiştir. Söz konusu râviler hakkında el-Mektebetü’ş-şâmile üzerinden biyografi türü eserler, ricâl tenkit kaynakları ve hadisleri içeren eserler taranmış ve elde edilen bulgular üzerinden analizler yapılmıştır.
Antakya’ya gelen râvilerin memleketleri çeşitlilik arz etmekle birlikte büyük oranda bugünkü Irak ve Şam bölgesinden oldukları görülmektedir. Bu ikisi arasında Irak daha fazla ön plana çıkmaktadır. İncelemeye konu olan râvilerin Antakya şehrine geliş zamanları da genel olarak III. asır olarak tespit edilmiştir. Bu dönem bir açıdan Hadis ilminin en canlı olduğu tarih aralığını ifade ederken diğer yandan Mihne gibi çeşitli siyasî ve ilmî tartışmaların da yaşandığı zaman dilimine karşılık gelmektedir. Her ne kadar Antakya’ya doğru gerçekleşen râvi hareketliliği için somut gerekçeler tespit edilemese de eldeki veriler üzerinden bazı tahminlerde bulunulabilir. Buna göre ilim elde etme ve ilmî birikimi farklı şehirlere yayma, Antakya gibi merkezi bir yerde olma vb. gibi hususlar temel motivasyon kaynağı olmalıdır.
Hadis ilminin gelişim seyri dikkate alındığında râvi hareketliliğinin gerçekleştiği zaman aralığının Antakya şehrinin ilmî ortamına etki etme açısından önemli bir yere sahip olduğu dile getirilebilir. Başka bir ifadeyle Antakya civarındaki insanlar şehre gelen râviler üzerinden Bağdat, Kûfe, Dımeşk gibi hadis ilmine dair faaliyetlerin yoğun olduğu şehirlerdeki ilmî birikime ulaşma imkanı elde etmişlerdir. Antakya ehlinin şehre gelen bazı kimselerden hadis dinlediğine dair ifadeler bu durumu açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Ayrıca incelemenin konusu olan râvilerden bazılarının da Antâkî nisbesi zikredilmek suretiyle farklı şehirlerde hadis aktardığı görülmüştür. Bu durum şehirler arası ilmî etkileşim ve bilgi alışverişinin daha detaylı bir yönüne işaret etmektedir.
Antakya şehrine gelen ve haklarında değerlendirme yapılan râvilerin genel olarak tevsik ifadeleriyle nitelendirildiği, bununla birlikte bazı râviler hakkında da zabt kusurlarına işaret edildiği görülmektedir. Bunlara ilaveten bir râvinin uydurma rivâyet aktardığı, başka bir râvinin de bid’at ehli olduğuna dair iddialar da tespit edilmiştir. Ayrıca bazı râviler hakkında da herhangi bir değerlendirme lafzına ulaşılamamıştır.
Rivâyet faaliyeti açısından Antakya’ya gelen isimlerin durumlarının ortaya konulması da önemli bir başlıktır. Buna göre elde edilen bulgular, söz konusu isimlerden bazılarının III. asırda eser kaleme almış meşhur muhaddislerle irtibatlarını göstermektedir. Ancak bu durumun kısıtlı olduğu vurgulanmalıdır. Hadis rivâyet faaliyetleri açısından daha çok Kütüb-i Sitte dışı kaynakların söz konusu olduğu görülmektedir. Bu noktada el-Muʿcemü’l-kebîr, el-Muʿcemü’l-evsat, el-Muʿcemü’l-sağîr ve Müsnedü’ş-Şâmiyyîn, Müstahrec, Müstedrek, el-Verâʾ, et-Tevbe, el-Cihâd, Şerhu Meâni’l-âsâr, Şerhu Müşkili’l-âsâr, Tefsîru’l-Kur’âni’l-‘azîm gibi eserler zikredilebilir. Ayrıca nadiren de olsa usûl ve suâlât türü eserlerde de çalışmamıza konu olan râvilerin nakilleri yer almaktadır. Yukarıdaki eserler arasında özellikle Taberanî’nin kitapları ön plandadır. Bu durumun muhtemel sebepleri arasında Taberânî’nin, Şamlıların rivayetlerini toplamak üzere eser kaleme alması zikrolunabilir.
The narrator mobility, termed "Rihle," held a very important place in the transmission of hadiths, which are the fundamental source of the Islamic religion, to different regions. One of the places is the city of Antakya, a part of the region known as Sughur, located between Byzantine and Islamic territories. The subject of this study is the narrators who came to the city of Antakya and called Antaki after this journey. The main topics of the research are who came to this city and in what time period, what kind of accumulation they had in terms of hadith science, and their status in terms of rijal criticism.
While there are different studies with similar content to our work, the main focus of our examination is the narrators who came to the city of Antakya from outside and settled there, or those who, even if they went to other regions, became so associated with this city that they acquired the nisba "Antaki." Therefore, our study fills a gap in the field in this respect. In this context, a general search was conducted using the expressions "سكن أنطاكية" and "نزيل أنطاكية, نزل أنطاكية", and 25 narrators were identified. Biographical works, narrator criticism sources, and books containing hadiths were scanned for these narrators via al-Maktebatu's-Shamela, and analyses were made the findings.
Although the homelands of the narrators show diversity, it is seen that they were largely from the present-day Iraq and Syria regions. Iraq stands out more prominently. The arrival times of the narrators were generally determined as the 3rd century of Hijra. This period, on the one hand, represents the most vibrant date range for the science of Hadith, while on the other hand, it corresponds to a period when various political and scientific discussions, such as the Mihna, also took place. Although concrete reasons for the narrators mobility towards Antakya could not be determined, some estimations can be made. Accordingly, matters such as acquiring knowledge and spreading scientific accumulation to different cities, and being in a central location like Antakya, must have been the primary sources of motivation.
Considering the development course of the science of Hadith, it can be stated that the time interval in which the narrator mobility took place has an important place in terms of its impact on the scientific environment of the city of Antakya. In other words, the people around Antakya had the opportunity to access the hadith accumulation in cities such as Baghdad, Kufa, and Damascus, through the narrators who came to the city. Expressions indicating that the people of Antakya listened to hadiths from some of those narrators clearly reveal this situation. Furthermore, it has been observed that some of the narrators transmitted hadiths in different cities by mentioning their "Antaki" nisba. This situation points to a more detailed aspect of intercity scientific interaction and information exchange.
It is seen that the narrators who came to the city of Antakya and about whom evaluations were made are generally characterized by expressions of authentication (tawsîq), but some narrators were also criticized for their dabts. In addition to these, claims were found about one narrator narrating fabricated hadiths and another being an adherent of bid'ah. Furthermore, no evaluation terms were found for some narrators.
Revealing the status of the individuals who came to Antakya in terms of their narration activity is also an important topic. According to the findings obtained, some of these individuals show connections with famous muhaddiths who wrote books in the 3rd century of Hijra. However, it should be emphasized that this situation is limited. In terms of hadith narration activities, it is seen that sources other than the Kutub-i Sitte are more frequently involved. In this regard, books such as al-Muʿjam al-kabir, el-Muʿjam al-awsat, el-Muʿjam al-sagir, Musnad Shamiyyin, al-Mustahrec, al-Mustadrak, al-Waraʿ, al-Tawbah, el-Jihad, Sharh Meani’l-athar, Sharh Mushkil al-athar, and Tafsiru’l-Kur’ani’l-‘azim can be mentioned. Moreover, although rarely, the narrations of some narrators who are the subject of our study are also found in book of uṣul and sualat (questions about hadith). Among above works, those of Tabarani are particularly prominent. A possible reason for this is that Tabarani compiled works to collect the narrations of the people of Damascus.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Hadith |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | June 26, 2025 |
Publication Date | June 30, 2025 |
Submission Date | February 4, 2025 |
Acceptance Date | April 15, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Issue: 25 |