VII-XI. yüzyıllar arasında Karadeniz’in kuzeyinde geniş bir coğrafyada hâkimiyet süren Hazar Hakanlığı, dönemin önemli aktörlerinden biriydi. Askeri zaferleri, diplomatik becerileri ve ekonomik refahı bu bozkır kemerinin Hazarlarla birlikte medeni dünyaya katılımını sağladı. Coğrafyadaki egemenliği aynı zamanda dönemin iki büyük gücü arasındaki varlığına prestijli bir zenginlik kattı. Batısında yer alan Bizans İmparatorluğu uygarlığın öncüsü olma iddiasındaydı ve Ortodoks Hıristiyanlığın merkeziydi. Hazarlarla ilişkileri Sâsânilere karşı verdikleri mücadeleler esnasında yaptıkları askeri işbirliğine dayanmaktaydı. Daha sonra Hazar sarayından iki defa kız almak suretiyle bu işbirliğini siyasi bir müttefikliğe kadar götürme arzusunu ortaya koydu. Ancak iki taraf arasında Kırım özelinde yaşanan rekabet Hazarların yıkıldığı döneme kadar devam etti.
Hazarların Kafkasların güneyinde yer alan Müslümanlarla ilişkileri ise Abbasiler dönemine kadar siyasi ve askeri alanda yaşanan çatışmalarla devam ederken bu dönemden sonra ticari denge üzerine kurulu yeni bir serüvenin inşasıyla sürdürüldü. Bu dönemden sonra Hazar coğrafyasına gelen Müslümanlar büyük ölçüde tüccarlardan oluşmaktaydı. Bu aynı zamanda diğer inanç gruplarına mensup kişilerin de Hazarya’da serbestçe dolaşımını beraberinde getirdi. Hıristiyanlar, Müslümanlar, Yahudiler ve Gök Tanrı inancına sahip Türkler birlikte yaşamaktaydı. “Hazar Barışı” olarak adlandırılan bu sistem IX. yüzyılda yaşanan Kabar isyanı neticesinde ciddi bir sarsıntı yaşadı. Bu olay ülke dinamiklerini hızlı bir şekilde aşındırırken bir asır sonra da yıkılmasına neden oldu.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | MAKALELER |
Authors | |
Publication Date | February 28, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: 19 |