Osmanlı imparatorluğunun gerileme dönemine girdiği XVII. yüzyılın ikinci yarısına damga vurmuş şairlerden Yusûf Nâbî, Hikemî üslubun en önemli temsilcisidir. Bu çalışmanın amacı, Nâbî’nin yaşadığı dönemdeki yozlaşma, haksızlık ve adaletsizlikleri anlatan şiirlerinin incelenmesidir
Nâbî bir bürokrat olarak görev yaparken hem halkta hem de idarecilerde gözlemlediği ahlakî kusurları, zaafları, eserlerine yansıtmakla birlikte bu kusurların ortadan kaldırılması için gereken çözüm önerilerini, sorumlu aydın olarak, şiirlerinde ifade etmiştir. Hemen hemen bütün eserlerinde eleştirilere yer veren şairimiz, dönemin hastalıklı yönlerini ve reçetesini “Hayriyye” adlı eserinde detaylandırmıştır. Bu eserini oğluna ve dönemin gençlerine yol göstermesi amacıyla yazan Nâbî, sosyal hayat, iş ve eş seçimi gibi birçok konuya değinmiştir. Bahse konu eser üzerinde farklı zamanlarda birçok çalışma yapılmıştır. Bizim çalışmamız ise Dîvân’nında bulunan ve döneminin aksayan yönlerini anlattığı “unutulmuş, olmasa, usandık ve bu” redifli şiirleri ile bazı beyitleri içermektedir. Öncelikle Osmanlı Devlet yapısında başlayan kötü gidişatın genel bir panoraması çizildikten sonra yukarıda adı geçen şiirlerde Nâbî’nin hükümlerindeki isabet gözler önüne serilecektir.
Tarihçiler için arşivlerde evrak ne ifade ediyorsa şairlerin toplumsal meseleleri anlattıkları şiirleri de birer vesika olarak onu ifade eder. Nâbî’nin şiirlerini bu açıdan değerlendirmek önem arz etmektedir.
Yusûf Nâbî, one of well-known poets of the second half of the 17th century, when the Ottoman Empire was entering the period of regression, is a key representative of the Hikemî style. This study aims to examine his poetry on corruption, injustice, and inequity during his era.
Nâbî used his works to reflect the moral flaws and weaknesses he observed both in the public and administers alike whist working as a bureaucrat. Moreover, as a responsible intellectual, he also mentioned solution offers in his poetry to correct them. Almost all of his works offer some form of criticism. In particular, his work “Hayriyye” details the weak aspects of the period and then their remedies. He wrote the work to be a guide for his son and other youth from that era, and mentioned a broad range of topics: namely social life, work, and how to choose one’s spouse. Numerous studies have been conducted on this poem at different times. The present study focuses on just a handful of couplets from several of his redif (repeated voice/word after the rhyme) poems containing “unutulmuş, olmasa, usandık, bu” [it was forgotten, we’re fed up, this] that was involved in his Divan and describe the era’s downsides. First, the study shall paint a panorama of how the Ottoman Empire’s structure began to crumble, and then reveal just how accurate Nâbî’s accounts of that were in aforementioned poems.
What the documents in the archives mean to historians, the poems of poets in which they describe social issues, as a document, express it to the literature scholars. It is important to evaluate Nâbî's poetries from this point of view.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Classical Turkish Literature of Ottoman Field |
Journal Section | MAKALELER |
Authors | |
Early Pub Date | November 30, 2024 |
Publication Date | |
Submission Date | July 29, 2024 |
Acceptance Date | October 30, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 30 |