Akıl
ve iradeye sahip olmakla diğer varlıklardan üstün olan insan, basmakalıp bir
yapıda olmayıp renk, dil, cins vs. bakımından çeşitlilik arz etmektedir. Medeni
bir varlık olarak bir arada yaşamak zorunda olan ve çoğu zaman ortak yaşamı
tercih eden insanoğlu, kimi durumda farklılıkları çatışma nedeni ve sorun alanı
olarak telakki etmiştir. Hemen her sistemin; inanç, ahlaki kriter, dünya görüşü
ve yaşam biçimine göre makbul sayıp merkeze yerleştirdiği veya öteki görüp
dışladığı kesimler olmuştur. Farklılıkları zenginlik addederek kimseyi
ötekileştirmemek ve farklı olana hakkını teslim etmek nazari olarak mümkün olsa
da amelî olarak bunun yaygın olduğu söylenemez. İnançlı ve ahlaklı bireylerden
oluşan toplumsal bir yapı inşa etme amacında olan Kur’an, bu bağlamda
ekseriyetle inananları muhatap alsa da farklı inanç gruplarını kapsayacak
şekilde bir umumi hukuk belirlemiş; ilkesel olarak insanların eşit olduğunu ve
farklı kesimlerin bir arada yaşamasının kodlarını ortaya koymuştur. Bununla
beraber Kur’an, belli bazı itikadi ve ahlaki kriterler ölçeğinde toplumsal
kategorizasyon yapmıştır. Bu çalışmada Kur’an’ın nasıl bir kategorizasyon
yaptığı ve tarih boyunca potansiyel olarak öteki muamelesi yapılan farklı dinî,
etnik, cinsel ve sınıfsal gruplara nasıl yaklaştığı irdelenmiştir.
A human who is superior to other beings by
possessing reason and willpower, is not a stereotypical structure, but has
diversity in terms of color, language, gender and etc. Man, who has to live
together as a civilized entity and often prefers common life, has sometimes
considered diversity as the cause of conflict and the problem area. In almost
every system, there are appreciated and centralized segments or segments that
have been marginalized and viewed as the other in regard to their belief, moral
criterion, worldview, and way of life. It cannot be said that it is practically
widespread, although it is theoretically possible to make no difference and to
surrender the right to the different by regarding the differences as wealth.
The Qur'an, which aims to build a social structure composed of faithful and
moral individuals, has set a common law in this context to cover different
belief groups, although it usually deals with believers; in principle, the
Qur’an states that people are equal and that different segments could live
together. Nevertheless, the Qur'an has categorized the society in a certain
scale of ideological and moral criteria. This study explores how the Qur'an
categorizes and approaches the various religious, ethnic, sexual and class
groups that have been potentially subjected to the treatments of ‘the other’
throughout history.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | April 11, 2018 |
Acceptance Date | February 1, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 |
Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.