The aim of this article is to comment on Nusretiye Mosque’s -which is in
Istanbul’s Tophane district- historical location, its place in important
innovations of its era and its structural changes which have been taken place
since its first construction; through the terms of our art, architecture and
cultural history. The construction of the mosque, located in Beyoglu’s Tophane
district, outside the borders of historical Istanbul, started in June of 1823 and
was completed by the April 8 1826. The mosque is a selâtin (imperial) creation
in which we can see features of both baroque and imperial style. In addition
to this another feature that makes the building different is, because of its
historical location there is a lot of political commentary regarding the building.
The name of Nusret (victory) is one of the important events of the period and
will be referred as Vaka-i Hayriye in future and it is believed that the name was
given as a reference for abolition of janisary corpses by Sultan Mahmoud II.
However this view leads us to ignore all other possibilities. We believe that it
would be more useful to approach the matter from another point of view that
is by taking into account of main meaning of the word “Nusret” which means
“victory” in the written publications of art history.
Bu makalenin amacı, İstanbul’un Tophane semtinde yer alan Nusretiye Camii’
nin gerek tarihsel konumu, gerekse dönemin önemli yenilikleri içinde nasıl bir
yer tuttuğu ve inşasından günümüze geçirdiği yapısal değişimlere; sanat, mimari ve kültür tarihimiz açısından değinmektir. Beyoğlu’nun Tophâne semtinde, tarihî İstanbul’un sınırları dışında yer alan caminin inşasına 1823 yılının
Haziran ayında başlanmış, 8 Nisan 1826’da tamamlanmıştır. Barok ve Ampir
üslubun bir arada görüldüğü eser bir selâtin camidir. Bunun yanı sıra yapıyı
farklı kılan özelliği; tarihsel konumu sebebiyle hakkında çok fazla politik yorumun olmasıdır. Caminin adı kitâbesinde Câmi-i Nusret şeklinde geçiyorsa
da yapı, halk arasında genellikle Tophane Camii olarak bilinir. Nusret adının,
dönemin önemli olaylarından biri olup sonrasında Vaka-i Hayriye olarak anılacak olan; Sultan II. Mahmud’un yeniçeri ocağını kaldırması münasebetiyle verildiği kabul edilmektedir. Fakat bu görüş bizi diğer tüm ihtimalleri yok saymaya
götürmektedir. Sanat tarihi kaynaklarına “zafer” anlamıyla geçen “nusret” kelimesinin asıl anlamlarını ele alarak meseleye farklı bir bakış açısıyla yaklaşmanın
faydalı olacağı kanaatindeyiz.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | December 2, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Issue: 13 |