Mistik
tecrübe, aktarıldığı kaynakların anlaşılmasının ve tecrübeye ulaşmak için takip
edilen yöntemlerin zorluğuna ve çeşitli yıkıcı eleştirilere rağmen, bugün hala
cazibesini koruyan nadir konular arasındadır. Bu bakımdan çağdaş tartışmalarda
mistik tecrübeyi açıklamayı amaç edinen pek çok araştırmaya rastlanmaktadır.
Bunlar arasında bulunan S. T. Katz’ın öncülüğündeki bağlamsalcılık, mistisizmi
Kantçı bir ruhla Wittgenstein sonrası felsefi gelişmeler ışığında ele alır.
Bağlamsalcı yaklaşımda daha önce James, Underhill, Zaehner, Otto, Stace gibi
düşünürlerin mistik tecrübenin saf, evrensel, dolaysız, ortak bir tecrübe türü
olduğu iddiası reddedilir ve dikkatler bağlam ve tecrübe arasındaki ilişkiye
çekilir. Bağlam-tecrübe, bağlam-metin ve bağlam-dil arasındaki ilişki, farklı
yönleriyle ele alınarak tecrübenin söz konusu unsurlardan bağımsız olmadığı
gösterilir. Böylece mistik tecrübe ortaya çıktığı geleneğin bir ürününe
dönüşür; Hint mistik tecrübesi, Budist mistik tecrübesi, Yahudi, Hristiyan ve
Müslüman mistik tecrübesi gibi kendi bağlamlarında anlamlı tecrübelere karşılık
gelir. Eldeki bu çalışma, henüz ülkemizdeki tartışmalarda yeni yeni yer alan
bağlamsalcılığın tanıtımı amaç edinen iki yazıdan ilkidir. Bu amaçla burada
öncelikle Katz’ın görüşleri çerçevesinde bağlamsalcılığın dayanağı olan “saf
tecrübe yoktur” öncülüne yer verilecek, ardından bu öncülün mistik tecrübeye
uygulanmasına geçilecektir. Daha sonra bağlamın mistik tecrübeye etkisi
tecrübeyi önceleyen teori üzerinden ele alınacaktır. Bunun devamı olması
planlanan ikinci çalışmada ise tecrübe esnası ve sonrası sürece
odaklanılacaktır. Böylece mistisizmin, bağlamsalcılığın gündeme getirdiği
sorular dikkate alınarak daha derinlemesine çalışılabilmesi olanaklı olacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | December 27, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 5 Issue: 2 |
Artuklu Akademi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.