Neoliberalizmin bünyesinde yer alan siyasal kültür ve rasyonalite; toplumun ve öznenin hayatının her zerresine etki eden önemli dönüşümleri gerektiren bütüncül bir anlayışı temsil eder. Öyle ki, söz konusu dönüşümler geleneksel ahlakçı bir düzlemde hiyerarşik ve dışlayıcı bir kültürü ihtiva emekle birlikte özneye, “özgür” ama sistemin oluşturduğu toplumsal riskleri yüklenen girişimci bir sermaye rolüyle kolektiviteden yoksun bir konumlandırmayı betimler. Bu yönetimsellik anlayışı zemininde öznenin örgütlenme ve mücadele etme potansiyeli elinden alınmakla birlikte sorumluluk özneye yüklenir. Finansal sermayenin akışkanlık ve sorumluluk alanında özgürleşmesi, pazar alanının genişlemesi ve emeğin yerelleşerek yalnızlaşmasıyla oluşan eşitsizlik temelli sorunlar, sınıfsal düzlemden popülist sağın ahlaki-geleneksel söylemine aktarılır. Bu sayede sisteme yönelik eleştirel yaklaşımın önü kapatılır. Bir başka ifadeyle, ulus devletin otoriterleşerek, sermaye odaklı sorumsuzluğu besleyen tavrı, neoliberal rasyonalitenin toplumsal dayanışma ve mücadele potansiyeli üzerinde yarattığı tahribatı derinleştirir.
sağ popülizm toplumsal sınıflar ırkçılık öznesizleşme neoliberalizm
Political culture and rationality in neoliberalism represent a holistic understanding that requires important transformations affecting every particle of society and the life of the subject within the framework of the ideals. So much so that while these transformations include a hierarchical and exclusionary culture on a traditional moralist plane and they describe a positioning that lacks collectivity with the role of an entrepreneurial capital that is “free” but assumes the social risks created by the system. Based on this understanding of governmentality, although the subject's potential to organize and fight is taken away, the responsibility is placed on the subject. Problems based on inequality, caused by the liberation of financial capital in the field of fluidity and responsibility, the expansion of the market space, and the localization and isolation of labor, are transferred from the class plane to the moral-traditional discourse of the populist right. Thus, the critical approach towards the system is blocked. In other words, the authoritarianism of the nation-state, which promotes capital-oriented irresponsibility, exacerbates the devastation wrought by neoliberal rationality on the potential for social solidarity and struggle.
right-wing populism social classes racism desubjectification neoliberalism
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyasal Teori ve Siyaset Felsefesi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Kasım 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Kasım 2023 |
Gönderilme Tarihi | 18 Temmuz 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |