İftira eylemi, Türk Ceza Kanunu’nun 267. maddesi kapsamında suç olarak kabul edilmiştir. Bu düzenlemeyle birlikte, masum bir kimse hakkında yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak amacıyla hukuka aykırı bir fiil isnatta edilmesi yaptırım altına alınmıştır. Masum bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi, adliye teşkilatının gereksiz yere meşgul edilmesi sonucunu ortaya çıkmaktayken, ayrıca hukuka aykırı isnat nedeniyle masum kimsenin onur ve şerefinin de zarar görmesine sebep olmaktadır. Ancak çalışmamızda, iftira mağdurunun karşılaştığı zarardan ziyade, mağdura yöneltilen isnadın iftira olduğunun ispatıyla ortaya çıkan sonuçlar izah edilmeye çalışılmıştır.
The act of defamation is recognized as a crime under Article 267 of Turkish Penal Code. With this regulation, falsely accusing an innocent person of an unlawful act to competent authorities through reporting or complaint, or through media channels, with the intent of initiating investigation, prosecution, or imposing administrative penalties, has been criminalized. Accusing an innocent person of an unlawful act not only unnecessarily occupies the judicial system but also damages the honor and reputation of the innacent individual. However, our study aims to explain the consequences that arise from proving that the accusation against the victim was indeed false, rather than focusing solely on the harm suffered by the victim of defamation.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Criminal Law |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | January 3, 2025 |
Submission Date | July 25, 2024 |
Acceptance Date | August 24, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 6 Issue: 2 Prof. Dr. Mustafa Avcı'ya Armağan |