Anadolu’nun üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen hiçbir dönemde
 denizci milletlerin hakimiyetinde olmamıştır. Bilakis kara toplumlarının
 hakimiyetinde olmuştur. Bu özelliğinin ortaya çıkmasında Doğu ve Güneydoğu
 Anadolu Bölgesinin fiziki coğrafya özelliklerinin rolü büyüktür. Çünkü denizci
 milletler engebeli ve dağlık bölgeleri hiçbir zaman yurt edinmemişlerdir. Ayrıca
 engebeli ve dağlık alanların kıyı şeritlerini de yurt edinmekten kaçınmışlar ve
 güvenlik açısından hiçbir zaman kendilerine uygun görmemişlerdir.
 Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri yerşekilleri bakımından önemli
 farlılıklar gösterir. Doğu Anadolu bölgesi daha engebeli ve dağlık alanlara
 karşılık gelirken, Güneydoğu Anadolu bölgesi morfolojik açıdan daha sade bir
 görünüm arz eder. Türkiye’nin iç ve dış güvenliği açısından, bu özellikler dış
 mihraklarca ülkemizin aleyhine kullanılmış ve zaman zaman ülkenin güvenliğini
 tehdit eder duruma gelmiştir. Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesinin dağlık ve
 engebeli olması, arazi yapısının gerek sığınma gerekse komşu ülkeler arasında
 sızmaların kolay olması nedeniyle tarihten günümüze her zaman problemli bir
 saha olarak karşımıza çıkmaktadır.
 Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi litolojik yapısının mağara ve
 oyukların oluşmasına uygun olması , bitki örtüsünün meşe türleri açısından zengin
 olması, teröristlere saklanma ve barınma olanağı sağlayarak teröre elverişli bir
 imkan oluşturmaktadır. Ayrıca arazinin derin ve sarp vadilerle yarılmış olması
 ulaşım ve güvenliği engelleyici bir unsurdur.
 Doğu ve Güneydoğu Anadolu da iklim şartlarına ve yükseltiye bağlı 
 olarak kış aylarında yağışın genellikle kar yağışı şeklinde olması sebebiyle
 güvenlik operasyonları da zorlaşmaktadır.
  Bu fiziki coğrafya özellikleri, ulaşım ve güvenlikte de tarih boyunca Doğu
 ve Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki bazı geçitlerin ve köprülerin önem
 kazanmasına neden olmuştur.
| Primary Language | tr;en | 
|---|---|
| Journal Section | RESEARCH ARTICLES | 
| Authors | |
| Publication Date | July 25, 2008 | 
| Submission Date | August 25, 2011 | 
| Published in Issue | Year 2008 Volume: 13 Issue: 20 | 
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License