Çalışmamızda İbn-i Haldun’un devlet anlayışı genel hatlarıyla tanıtılmaya çalışılacaktır. Bu tanıtımı yaparken İbn-i Haldun’un temel eseri Mukaddime’den ve diğer birincil ve ikincil kaynaklardan faydalanmaya çalıştık. Çalışmamızda İbn-i Haldun‘un bütün düşünce sisteminin temelini oluşturan devlet ve asabiyet kavramlarını tahlil edeceğiz ve bu kavramların onun devlet nazariyesindeki öne-mini ortaya koymaya çalışacağız. İbn-i Haldun, bugünkü sosyolojik anlayışa uygun olarak toplum ve devleti birbirinden ayrı olarak ele alır. Devlet, insanı diğer insanların saldırılarından korumak için kurulmuş bir kurumdur. İbn-i Haldun, devletin veya siyasî iktidarın ortaya çıkışını bir bakıma, idare edenlerle idare edilenler farklılaşması gibi bir olay ile açıklamaktadır. Ona göre devletler, göçebe kavimlerin zamanla genişleyip zenginleşerek yerleşik hayata yönelmeleri ve kendi başlarına siyase-ten teşkilâtlanmaları sonucu ortaya çıkmaktadır. İlkel toplumsal yaşam biçiminden, devlet kurmaya ve uygarlığa doğru ilerlemeye iten güç de asabiyedir. Asabiye bağları ile iç ve dış saldırılara karşı gelen olan yasakçı, toplumun bütününe egemen olur. İşte bunun adı da devlettir. Başka bir deyişle, asabiyenin sonuç ve amacı devlet kurmaktır. Ayrıca o, devlet anlayışında organizmacı bir tutum sergiler. Devletler de aynı insanlar gibi doğar, gelişir ve ölürler. Kısaca, İbn-i Haldun’a göre, bir devlet kurulduktan sonra büyüme, olgunlaşma ve yıkılmanın doğal ve zorunlu yasasına tabi olur.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Temmuz 2015 |
Gönderilme Tarihi | 1 Haziran 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Sayı: 9 |