Eğitim, bir ülkenin gelişmişlik düzeyini gösteren unsurlardan bir olarak
kabul edilmektedir. Osmanlı İmparatorluğu’nun mirası üzerine kurulan Türkiye
Cumhuriyeti de modern, güçlü bir devlet olabilmenin şartlarından biri olan iyi bir
eğitim sistemi kurmak amacıyla çalışmalara başlamış ve bu hususta kendisinden
bir önceki dönemin eğitim hamlelerinden etkilenmiş veyahut kendi payına bir
takım dersler çıkarmıştır.
Osmanlı Devleti’nde eğitim ve öğretim alanında ilk yenileşmeler, batı örneğine
benzetilmeye çalışılan askeri okulların açılmasıdır. Bunun sebebi, Osmanlı
Devleti’nin savaşlarda yenilgileri çoğaldıkça, bunu öncelikle Avrupalı subay ve
askerlerinin iyi yetişmiş olmalarına, kendilerinin de bu alanda geri kalmalarına
bağlamalarıdır.
Batı örneğinde açılan askeri okulların yanında medreselerin de mevcudiyetini
koruması eğitim alanında bir ikilik meydana getirmiş ve bu ikilik batı örneğinde
sivil okulların kurulmasıyla daha da belirginleşti. Zira bir taraftan hukuk okulları
batı yasalarına göre hakimler mezun ediyor, bir taraftan da Mekteb-i Kuzâd ve
medreseler fıkıha göre hükümler verecek kadılar yetiştiriyordu.
İşte özet olarak belirttiğimiz Osmanlı eğitim sistemindeki bu noktalar, yeni bir
eğitim politikasını gerekli kılıyordu. Bu nedenle Türk milleti Mustafa Kemal
Paşa’nın önderliğinde bağımsızlık mücadelesine girişirken ve cumhuriyeti
kurarken, gençliğin bundan sonra hangi ilkelere, amaçlara, hangi eğitim felsefesi
ve dünya görüşüne göre yetiştirilmesi gerektiğinin ivedilikle belirlenmesi oldukça
önemli idi.
Primary Language | tr; en |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | February 17, 2010 |
Published in Issue | Year 2005 Volume: 5 Issue: 1 |