Asya Hunları döneminden itibaren Türklerde ölüler ekseriyetle
gömülmekte idi. Ama bilhassa Çin kaynaklarının verdikleri bilgilere ve yapılan
arkeolojik kazılara binaen, Hun, Türk ve Kırgızlar dönemlerinde ölü-yakma
geleneklerine de sıklıkla rastlanmaktadır. Hun Devleti’nin yıkılmasından sonra bir
kısım Hunlar da 350li yıllardan itibaren Maveraünnehir ve İran yaylasına doğru
ilerlediler. Bu Hunlardan biri de Sasaniler’in müttefikleri olan Kionitler idi.
Kionitler, 359 yılında Amida (Diyarbakır) önlerindeki kuşatmaya, hükümdarları
Grumbates ve oğlu ile birlikte bir grup Hunlarla birlikte iştirak ettiler; bu, yazılı
kaynakların belirttiklerine göre, Hunların bugünkü Türkiye topraklarındaki ilk
görünüşleridir.
Grumbates ve Hunları hakkında bilgi veren kaynağımız Ammianus
Marcellinus’un bu konuda yazdıkları şöyledir: “…gün ağarırken Kionitae kralı
Grumbates, … faal bir muhafız grubuyla cesaretle surlara doğru ilerledi; fakat
mahir bir gözcü, silahının atış mesafesi içerisine girer girmez onu yakaladı ve bir
mancınığı boşaltarak Grumbates’in oğlunun hem göğüs zırhını ve hem de
göğsünü parçaladı. … Akşam karanlığında, yığınla ölü ve kan deryası arasında
güçlükle muhafaza edilen ceset, karanlığın himayesi altında sürüklenerek
uzaklaştırıldı… Bu ölümle saray sarsıldı, ve bütün soylular, keza babası, hüzün
verici felaketten afalladılar; bu sebeple de (savaşa) geçici bir ara verildi, devletli
ve sevgili genç adam, kendi milletinin adeti üzere defnedildi. Buna göre, o,
hazırlandı, adeti olduğu gibi silahları kuşatıldı, geniş ve yumuşak bir zemin
üzerine yatırıldı, ölünün etrafına da ölmüş adamların heykelleri bulunan on yatak
serildi …heykeller tıpkı mezardaki cesetler gibiydiler. Yedi günlük arada
topluluklarla ve arkadaşlarla bütün erkekler, dans ederek ve bazı hüzün verici
ağıtlar söyleyerek yediler, içtiler. Kadınlara gelince, acıyla göğüslerini döğerek ve
kendi adetlerine göre gözyaşı dökerek, yüksek sesle, gençliğinin baharında
milletlerinin kaybettiği ümidine ağladılar. …Ceset yakıldıktan ve küller
toplanarak gümüş bir kaba konduktan sonra …”
Bu önemli hadise ile ilgili verilen malumat maalesef burada sona eriyor. Ancak
verilen bilgiden, Hunlarda ölü yakma geleneğinin de mevcudiyeti anlaşılmaktadır.
Primary Language | tr; en |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | February 18, 2010 |
Published in Issue | Year 2006 Volume: 8 Issue: 2 |