Avrupa’nın, aklın önderliğinde Ortaçağ
karanlığından kurtularak 18.yy’ın ikinci yarısından itibaren evrildiği
kapitalist dünya egemenliği, bu coğrafi mekanın dışında kalan geleneksel
devletler için çeşitli yıkımlara sebep olur. Yıkıma uğrayanlar için kurtuluş
reçetesi, Batı modernliğinin örnek alınmasında görülür. Modernliğin bilgisine
ulaşmanın en kestirme yolu ise Batı’nın yardımı ile mümkündür. Bu geleneksel
devletlerden biri olarak Osmanlı da askeri alan öncelikli olmak üzere Batılı
ülkelerden getirttiği yabancı uzman ve eğitmenler ile modernleşme uğraşına
girişir. Söz konusu uğraşlar Osmanlı devletinin yıkımına engel olamasa da
yükseköğretim açısından ikinci nesil üniversitenin temellerinin atılması
sağlanır. Cumhuriyet dönemine gelindiğinde Osmanlı’dan devralınan
yükseköğretim, yabancı akademisyenlerin yardımı ile devrimlerin savunucusu ve
ideolojisinin taşıyıcısı kurum olarak yeniden düzenlenir. Günümüze gelindiğinde
üçüncü nesil üniversite kavramının tartışıldığı Türkiye’de yabancı uyruklu
yüksek öğretim elemanlarının kullanımının sürdüğü görülür. Çalışma tarihsel anlatı içerisinde Türkiye’de yabancı
uyruklu yüksek öğretim elemanı kullanım ihtiyacının nedenlerini genel
hatlarıyla ortaya koymakta ve Atatürk Üniversitesi’nin bu pay içerisindeki
durumunun ayrıntılı bir analizini yapmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | June 25, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 22 Issue: 2 |