Türkiye, doğu komşuları
üzerinden gerçekleşen mülteci akınına uğramaktadır. Göçmenler Afganistan,
Keşmir ve Bangladeş gibi can ve mal emniyeti sağlanamayan ülke ve bölgelerden
kaçarak önce İran ve Pakistan’a sığınmakta sonra da Türkiye üzerinden Avrupa’ya
geçmeye çalışmaktadırlar. Afganistan’ın işgali sonrasında İran ve Pakistan’ın
sığınmacılara yönelik tutumlarının sertleşmesi nedeniyle Türkiye’ye ve
Avrupa’ya yönelik mülteci akını hızlanmıştır. Afganistan, Tacikistan,
Kırgızistan, Türkmenistan, Pakistan, Bangladeş ve İran vatandaşlarından oluşan
düzensiz göçmenlerin büyük bir kısmı, insan kaçakçıları tarafından yürütülmek
suretiyle Türkiye sınırlarından geçirilerek Erzurum ve Van kentlerine
ulaştırılmaktadır. Göçmenler bazı konumlarda araçlara alınmakta ve denetimin
sıkılaştığı konumlarda yaya olarak yürütülmektedir. Bugüne kadar yasa dışı
yollarla doğu sınırlarından Türkiye’ye giriş yapan mülteci sayısı 170000’i
bulmuş durumdadır. Çeşitli konumlarda kurulan polis kontrol noktalarında
yakalanan mülteci sayısı, 2017 yılında 5000 ve 2018 yılının ilk üç ayında 13000
olmuştur. Göçmenler Türkiye’yi hem transit geçiş ülkesi hem de hedef ülke
olarak görmektedir. Türkiye’nin ekonomik açıdan sağladığı gelişme ve uyguladığı
açık kapı politikası, mültecileri ümitlendirmiştir. Dolayısıyla Türkiye’nin
doğusundaki ülkelerde bekleyen milyonlarca mültecinin Türkiye’ye akma ihtimali
söz konusudur. Halen Dünyada en fazla mülteci barındıran ülke Türkiye’dir.
Avrupa Birliği’nin sınırlarını büyük ölçüde mültecilere kapatması nedeniyle,
mültecilerin sayısı artmakta ve Türkiye’ye olan maliyetleri yükselmektedir.
Dolayısıyla alınacak daha fazla göçmenin Türkiye’de toplumsal, ekonomik ve
siyasal iç karışıklıklara neden olma ihtimali artmaktadır. Bu sorunun, zaman
geçirilmeden devletlerarası görüşmelerle çözümlenmesi yerinde olacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | September 30, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 22 Issue: 3 |