Dengeli bir iktisadi ve sosyal gelişmenin sağlanması bakımından ekonomik büyümenin insan odaklı, kapsayıcı ve sürdürülebilir kılınması önem arz etmekte; yoksullukla mücadele, gelir eşitsizliğinin azaltılması, sosyal koruma harcamaları ve sosyal yardımlar ülkelerin kalkınma politikalarının ana ekseninde yer almaktadır. Bu açıdan değerlendirildiğinde, Türk milletinin tarihi çok eskilere dayanan kendine özgü güçlü bir sosyal yardımlaşma kültürünün bulunduğu, iktisadi ve sosyal hayatının bütünleşik bir yapıda ilerlediği görülmektedir. Türk Dilinin eski büyük eserlerinde sosyal yardımlaşma ve dayanışmaya verilen önemi görmek mümkündür. Selçuklu ve Osmanlı Devleti döneminde Anadolu’ya özgü bir yapı niteliğinde olan Ahilik teşkilatı ile vakıflar ekonomik ve sosyal yapıyı ahenk içinde ayakta tutmaktadır. Türkiye’de ise daha önce genelde sosyal sigorta sistemi içerisinde sunulan hizmetlerin 1970’li yıllardan itibaren farklı sosyal yardım programlarıyla çeşitlenip geliştiği ve son yıllarda bu programlarda kayda değer artışların sağlandığı görülmektedir. Türkiye’de aşırı yoksulluk yok denecek düzeye inerken, göreli yoksulluk ve özellikle gelir dağılımında iyileştirme ihtiyacı önemini korumaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | September 30, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 24 Issue: 3 |