Among many writers, writing starts at an early age and becomes an irrevocable passion. As the fruit of this passion, the work produced contains traces of the writer’s inner world, perspectives on life, social conditions and the time period the author was in. In later stages of their lives, many writers couldn’t refrain from expressing the importance of the imagery and protagonists in their short stories and novels. This type of information is mostly seen in memories of diaries, interviews and private letters.
In this study, Halit Ziya Uşaklıgil’s interview in Resimli Ay Magazine entitled “How I wrote My Work” is written in the Latin alphabet and his opinions on the act of writing and the adventure of the writing, especially in his early youth will be examined. In addition, the writer’s opinions on the simplification of the language and orthography through the interviews conducted on different occasions along with the necessity of purification will be examined with examples.
As a result, the study will reveal that Halit Ziya approached his early work, which was a direct influence of the excitement taking place in his life, with a critical point of view.
Yazmak, birçok sanatçıda çok erken yaşlarda başlayıp daha sonra vazgeçilmesi mümkün olmayan bir tutkuya dönüşmüştür. Bu tutkunun ürünü olan her eser, sahibinin iç dünyasına, hayata bakış açısına, sosyal şartlarına, yaşanılan devir ve döneme dair izler taşır. Birçok sanatçı ömrünün ilerleyen dönemlerinde eserlerinde yer alan imgelerin, olayların, hikâye ya da roman kahramanlarının kendi dünyasındaki yerini, önemini açıklamaktan geri durmamıştır. Eserlere dair bu tür bilgilere daha çok hatıralarda, mülakatlarda ve hususi mektuplarda rastlanılır.
Bu çalışmada Halit Ziya Uşaklıgil’in Resimli Ay mecmuasına 1928 yılında verdiği “Eserlerimi Nasıl Yazdım” başlığını taşıyan mülakat, Latin harflerine aktarılarak sanatçının yazma eylemi üzerine düşünceleri ve daha çok ilk gençlik döneminde yazdığı eserlerin yazılma serüvenleri işlenecektir. Bununla birlikte yazarın dilde sadeleşme konusu ve imlaya dair fikirleri kendisiyle farklı tarihlerde yapılan mülakatlar çerçevesinde değerlendirilerek sadeleşmenin bir gerekliliğe dönüşü farklı örneklerle ele alınacaktır. Sonuçta birçok sanatçı gibi Halit Ziya’nın da büyük bir heyecanın ürünü olan gençlik dönemi eserlerine eleştirel bir bakış açısıyla yaklaştığı görülecektir.
Journal Section | Makaleler |
---|---|
Authors | |
Publication Date | May 31, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Issue: 59 |