Bir taşınmazın bulunduğu yerin idare tarafından riskli alan ilan edilmesi kentsel dönüşümün ilk aşamasını oluşturur. Bu sürecin devamında çok sayıda idari işleme dayanak teşkil eden riskli alan kararı, başta mülkiyet hakkı olmak üzere birtakım temel hak ve özgürlükler üzerinde önemli etki ve sonuçlar doğurmaktadır. Bu nedenle de birey ile idareyi yargı önünde sıklıkla karşı karşıya getirmektedir. Buna karşılık riskli alan kararlarına karşı dava açma süresini düzenleyen yasa hükmü, bireylerin mahkemeye erişim hakkını neredeyse imkansız hale getirmiştir. Bu çalışmada, söz konusu yasa hükmünün hak arama özgürlüğü önünde neden bir engel teşkil ettiği incelenecektir
The first step of urban transformation is for the administration to declare the area of the property as a risk area. Later on, this risk areas act creates premise for administrations’ acts concerning many topics such as ownership rights, ultimately resulting in the process of declaring an area as a risk area affecting many individual rights such as the right of ownership and other personal rights and freedoms. This causes the individual and the administration to clash on these issues quite frequently. Accordingly, new legislation concerning individual’s proposals against the risk assessments of properties has made it much harder for individuals to exercise their right to litigate against the administrative act. This body of work aims to explain why this new legislation prevents individuals from seeking their right to legal remedies
Other ID | JA97US22ZY |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2016 |
Submission Date | December 1, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 65 Issue: 4 |