Bu makalede, ‘yaşama hakkı’ açısından aktif ötanazi tartışılmaktadır. Aktif ötanaziyi bir ‘insan hakkı’ olarak tanımlamak, hem hak kavramının ayrılmaz bir parçası olan ödev unsuru açısından, hem de temel bir insan hakkı olan yaşama hakkının vazgeçilmezliği açısından önemli kavramsal ve kuramsal zorluklara yol açmaktadır. Aktif ötanazi, kavramın tanımı gereği, kişinin öldürülmesi talebinin fiilen karşılanmasını gerektirmektedir; ama bütün doktorların bu talebi reddetme hakkına sahip oldukları düşünüldüğünde, ötanazi talep eden kimsenin talebinin bağlayıcı olmadığı görülmekte, dolayısıyla bu tür bir talebin ‘hak’kın ödev unsurunu içermediği ortaya çıkmaktadır. Kişinin yaşama hakkına başkası tarafından son verilmesine yol açan aktif ötanazi, yaşama hakkının vazgeçilmezliği açısından da sorun doğurmaktadır
Ötanazi Aktif ötanazi Hak İnsan hakları Yaşama hakkının vazgeçilmezliği
This article discusses active euthanasia with reference to the ‘right to life’. To define active euthanasia as a ‘human right’ gives rise to serious conceptual and theoretical difficulties because of the ‘duty’ element which is a constituent of the ‘rights’ concept, but also because of the inalienability of the ‘right to life.’ Active euthanasia, by definition, implies that the request to be allowed to die should be met, but if we recognize that all doctors have the right to refuse this request, we realize that this request does not have a binding effect, thus does not contain the ‘duty’ element. Moreover, when we consider the inalienability of the ‘right to life,’ active euthanasia gives rise to similar serious difficulties
Euthanasia Active euthanasia Right Human rights Alienability of the right to life
Diğer ID | JA47KF83PM |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2011 |
Gönderilme Tarihi | 1 Haziran 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 60 Sayı: 2 |