Seçim hukukunun en önemli kavramlarından biri adaylık kavramıdır. Yapılacak seçimlerde aday olmak isteyen kişiler hakkında olumlu ve olumsuz olmak üzere bazı şartlar aranmakta ve bunlara seçilebilme yeterliliği adı verilmektedir. Ancak seçilebilme yeterliliğine sahip olan fakat uğraştıkları iş ve görevleri sebebiyle görevlerinden ayrılmadıkça seçilme imkanı tanınmayan bazı kişiler bulunmaktadır. Bunlar arasında en önemli grubu, devlet memurları, hakimler, savcılar, ordu mensupları gibi kendilerine genel olarak kamu görevlileri adı verilen kişiler oluşturmaktadır. Türk Hukukunda 1876 Kanunu Esasi’den başlayarak günümüze kadar kamu görevlilerinin seçimlerde adaylığı konusunda kamu görevlilerinin lehine ve aleyhine olmak üzere inişli çıkışlı bir süreç yaşanmıştır. 1982 Anayasası, toplumu depolitize etme mantığına paralel olarak, daha önceki anayasalarımızda görülmedik bir şekilde seçimlerde adaylık konusunda durumu kamu görevlilerinin aleyhine çevirmiştir. 1982 Anayasası kamu görevlilerinin demokratik hakkı olan seçilme hakkını gereksiz bir şekilde sınırlandırmaktadır. Bunun yanında, seçmenler açısından daha nitelikli ve çeşitli adaylar arasında seçimde bulunabilme imkânı da ellerinden alınmaktadır
Adaylık kamu görevlisi Anayasa Seçim Kanunu görevden ayrılma
One of the most important subjects of election law is the notion of candidacy. Some affirmative and negative clauses, called eligibility requirements, are applied to those who want to become a candidate. However, there are someone who do not have any right to be selected because of their jobs and these people cannot be selected until after these departure from the work. The most important group of these are public officers, composed of civil servents, judges, prosecutors, and military men. In Turkish Law, beginning from 1876 the Kanunu Esasi until recently, an undulate process has been conducted about the candidacy of the public officers with ever-changing provisions that have alternatively worked to their advantage and disadvantage. The 1982 Constitution, in the parallel with the thought to depoliticize society, turned the situation against these public officers. The 1982 Constitution unnecessarily limits the democratic right of public officers to be selected. Besides, from the voters point of the view, their right of selecting the best one among the more qualified and various candidates is being denied
Diğer ID | JA92JB97BY |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2009 |
Gönderilme Tarihi | 1 Aralık 2009 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2009 Cilt: 58 Sayı: 4 |