Issues about the temporal application of criminal statutes mainly arise in cases of succession of laws. Article 7 of the Turkish Penal Code contemplates three hypotheses: (i) the introduction of a new offence, (ii) the repeal of a provision incriminating a conduct, and (iii) the succession of amending statutes. In the first, the principle of non-retroactivity of the law unfavourable to the accused governs. In the second, the more favourable law applies retroactively. In the third, unfavourable amendments do not have retroactive effect, whereas favourable amendments do. Applying these rules presupposes fixing the law in force at the time the act was committed, in other words, determining when the offence is deemed to have been committed. Difficulty arises when part of the act occurs under one law and another part after a different law enters into force. To address this, doctrine has proposed several criteria. This study argues for the criterion most consistent with fundamental principles of criminal law: the conduct criterion. Accordingly, the offence should be deemed committed at the moment the conduct is performed. This conclusion concerns only the succession of criminal laws and is not advanced as a general criterion for all institutions of criminal law.
Succession of criminal laws determination of the time of commission of the offence conduct-based criterion result-based criterion principle of non-retroactivity
Ceza kanunlarının zaman bakımından uygulanmasına ilişkin sorunlar, esas itibarıyla, kanunların birbirini izlemesi durumunda ortaya çıkmaktadır. Bu konuya ilişkin olarak Türk Ceza Kanunu’nun 7. maddesinde üç farklı ipotez öngörülmüştür. Bunlar; yeni suç yaratılması, suç öngören normun yürürlükten kaldırılması ve son olarak değişiklik yapan kanunların birbirini izlemesine ilişkindir. İlk ipotez açısından “aleyhteki kanunun geçmişe uygulanmazlığı ilkesi”, ikincisi açısından “lehte olan kanunun geçmişe uygulanabilirliği ilkesi” geçerlidir. Sonuncu ipotez bakımından ise, “aleyhte değişiklik yönünden geçmişe uygulanmazlık”, “lehe değişiklik yönünden ise geçmişe uygulanırlık ilkesi” söz konusudur. Ancak kanunların birbirini izlemesine ilişkin bu kuralların uygulanabilmesi için, öncelikle fiilin hangi kanun zamanında işlendiğinin, başka bir deyişle, suçun ne zaman işlenmiş sayılacağının belirlenmesi gerekir. Sorun burada fiilin bir kısmının gerçekleştiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile kalan diğer kısmının gerçekleştiği zaman yürürlükte bulunan kanunun farklı olması hâlinde ortaya çıkmaktadır. Belirtilen sorunu çözmek üzere öğretide bazı ölçütler ileri sürülmüştür. Bu çalışmanın amacı, ceza hukukunun temel ilkeleriyle tutarlı olan ölçütün benimsenmesinin önemini ortaya koymaktır. Nitekim yapılan değerlendirme sonucunda, davranış ölçütü esas alınarak, davranışın gerçekleştiği anda suçun işlenmiş sayılması gerektiği kanaatine varılmıştır. Ne var ki bu tespitin ceza kanunlarının birbirini izlemesi yönünden söz konusu olduğu ve ceza hukukunun tüm kurumları bakımından geçerli genel bir ölçüt olma özelliği taşımadığı ifade edilmelidir.
Ceza kanunlarının birbirini izlemesi suçun işlendiği zamanın belirlenmesi davranış ölçütü sonuç ölçütü geriye yürümezlik ilkesi
| Primary Language | Turkish |
|---|---|
| Subjects | Criminal Law |
| Journal Section | Research Article |
| Authors | |
| Publication Date | October 28, 2025 |
| Submission Date | September 29, 2025 |
| Acceptance Date | October 28, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Volume: 74 Issue: 3 |