Waqf (foundation) refers to the donation of all or part of one’s movable or immovable property for the sake of Allah with a sense of unity and solidarity. Waqfs, which have existed since the early period of Islam, developed in the Muslim Turkish States and evolved into an institution, and with the foundation of the Ottoman State, they reached the peak of perfection and gained the identity of an institution that shaped the society socially, economically, and culturally. Additionally, the waqfs have shed light on the darkness of the past by facilitating the emergence of numerous works in the Ottoman State. Leblebici Sarı al-Seyyid al-Ḥāj Aḥmad Agha Waqf represents a continuation of this ethos. Indeed, one of the waqf structures created with this principle is Leblebici al-Sayyid al-Ḥāj Aḥmad Agha Mosque and madrasa, which was built in Afyonkarahisar in the mid-19th century. According to archival records, this structure is characterized by a central mosque surrounded by a madrasa and associated student cells, following the established norms of classical architecture. However, many restorations were carried out in this waqf due to fires, wars, and natural disasters that occurred at various times. The mosque located in the Leblebici al-Sayyid al-Ḥāj Aḥmad Agha Waqf is known today as Yoncaaltı Mosque, but it was registered as Tevfikiye Mosque in the endowment dated September 10, 1840. This study aims to discuss the services provided by the Leblebici Sarı al-Sayyid al-Ḥāj Aḥmad Agha Waqf, the beneficiaries of the waqf, the income and expenses of the waqf, the officials and their salaries, and the procedures and conditions of the waqf.
Vakıf, insanların menkul veya gayr-i menkul mal ve mülkünün tamamını ya da bir kısmını dayanışma ve yardımlaşma duygusuyla Allah rızası için bağışlamasıdır. İslam’ın ilk döneminden beri varlığını gösteren vakıflar, Müslüman Türk devletlerinde gelişerek bir müessese özelliğine bürünmüş ve Osmanlı Devleti’nin teşekkülü ile birlikte tekamülün zirvesine erişerek sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan topluma şekil veren bir kurum hüviyeti kazanmıştır. Ayrıca, vakıflar Osmanlı Devleti’nde pek çok eserin ortaya çıkmasını kolaylaştırarak geçmişin karanlıklarına ışık tutmuştur. Leblebici Sarı es-Seyyid el-Ḥāc Aḥmed Ağa Vakfı da bu anlayışın devamını temsil etmektedir. Nitekim bu prensiple meydana getirilen vakıf eserlerinden biri de 19. yüzyılın ortalarında Afyonkarahisar’da inşa edilen Leblebici Sarı es-Seyyid el-Ḥāc Aḥmed Ağa Camii ve medresesidir. Arşiv kayıtlarına göre bu yapı, klasik mimarinin yerleşik normlarını takip eden, medrese ve ilgili öğrenci hücreleriyle çevrili merkezi bir cami ile karakterize edilir. Ancak bu yapılar topluluğunda farklı tarihlerde meydana gelen yangınlar, savaşlar ve doğal afetler sebebiyle çok sayıda restorasyon gerçekleştirilmiştir. Leblebici Sarı es-Seyyid el-Ḥāc Aḥmed Ağa Camii, günümüzde Yoncaaltı Camii olarak tanınmakla birlikte 10 Eylül 1840 tarihli vakfiyede Tevfikiye Camii olarak kaydedilmiştir. İşbu çalışmada; Leblebici Sarı es-Seyyid el-Ḥāc Aḥmed Ağa vakfının sağladığı hizmetler, vakıftan kimlerin faydalandığı, vakfın gelir ve giderleri, görevliler ve ücretleri ile vakıftaki usuller ve şartların ele alınması amaçlanmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Islamic Studies (Other) |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | May 31, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |