The Tekkes have contributed to the preservation of socio-cultural diversity and served to improve universal values such as tolerance and brotherhood throughout their history. It is well-known that the Ottoman State in general was once home to these values, and its capital city Istanbul in particular hosted countless tekkes belonging to various Sufi orders. The Ümmî Sinân Dergâh in İstanbul is one of such tekkes, which has survived since the 16th century. The dergâh, named after Ümmî Sinân, the founder of the Sināniyye branch of the Khalwatī order, served as a prominent place of the Khalwatī order in the Ottoman period. This study offers a brief historical development of the dergâh, and provides information regarding the colorful personality of Ümmî Sinân, his successors, and the physical condition of the dergâh
Tekkeler, tarih boyunca sosyo-kültürel çeşitliliğin korunabilmesine katkıda bulunmuş, hoşgörü ve kardeşlik gibi evrensel bazı değerlerin yaşatılmasında önemli bir fonksiyon icra etmiş kurumlardır. Bunun yoğun bir şekilde Osmanlı’da karşılık bulduğu ve İstanbul’un farklı tarikatlere ait çok sayıda tekkeye ev sahipliği yaptığı bilinmektedir. Ümmī Sinān Dergâhı bunlardan birisidir ve 16. yüzyıldan günümüze kadar varlığını korumuştur. alvetīlik’in Sināniyye kolunun kurucusu kabul edilen Ümmī Sinān’a nispetle bu adı alan dergâh, alvetīlik’in Osmanlı’daki en önemli merkezlerinden biri olagelmiştir. Bu çalışmada söz konusu dergâhın tarihsel gelişimi ele alınmış; Ümmī Sinān’ın renkli kişiliği, kendisinden sonra tekkede görev yapan şeyhler, tekkenin fiziki konumu hakkında bilgiler sunulmaktadır
Other ID | JA95BZ99VY |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | April 1, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 |