In the period following the Arab Spring, developments in the Middle East have been mostly evaluated with reference to religious or sectarian wars. Developments have been resembled to the Thirty Years War, which took place some four hundred years ago in Europe, in terms of being an internal feud between different sects of Islam. Instead, this article will argue that Middle Eastern states take foreign policy decisions depending on their geopolitical interests and therefore religion is only used as a tool of foreign policy decisions in order to justify other state interests. For this purpose, the article will emphasize the continuity of nation-states and in that context, focus on the plurality of religious actors within different nation-states like Iran, Iraq and Lebanon. Secondly, the article will analyze the cooperation between different religious and secular groups depending on the competitive relationship of various regional actors in countries like Egypt and Syria. Lastly, the rivalry of various groups during the Arab Spring process will be discussed with reference to both socio-economic issues and geopolitical interests rather than only religious or sectarian wars.
Orta Doğu’da özellikle Arap Baharı sonrasında yaşanan gelişmeler, ağırlıklı olarak din ya da mezhep savaşları gibi kavramlar bağlamında değerlendirilmiştir. Gelişmelerin Avrupa tarihinde yaklaşık dört yüz yıl önce yaşanmış Otuz Yıl Savaşları’na benzetilerek İslam dini içerisindeki bir iç hesaplaşma zemininde analiz edilmesi, sürecin özellikle ilk yıllarında ağırlıklı olarak tercih edilen bakış açısı olmuştur. Bu makalede Orta Doğu’daki devletlerin din merkezli bakış açısı yerine jeopolitik çıkarları gereği karar verdiği ve dış politikasını şekillendirirken din olgusuna araçsal olarak başvurduğu sonucuna varılmaktadır. Bu çerçevede bölgedeki ulus-devletlerin sürekliliği üzerinde durularak İran, Irak ve Lübnan gibi farklı ülkelerdeki dini grupların kendi içerisindeki ayrışmalara ve çoğulcu yapılarına odaklanılmıştır. İkinci olarak, Mısır ve Suriye gibi ülkelerde dini kimlik ile ön plana çıkan gruplar ile seküler denilebilecek yapılar arasındaki çıkar temelli iş birliği ve iktidar ilişkisi değerlendirilmiştir. Son olarak ise Arap Baharı sonrasında bölgesel politikada ön plana çıkan aktörler arasındaki rekabet, din savaşları ve mezhepsel ayrışmanın ötesine geçilerek sosyo-ekonomik unsurlar ve jeopolitik çıkarlar göz önünde bulundurularak ele alınmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | International Relations |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | November 1, 2021 |
Submission Date | February 16, 2021 |
Acceptance Date | July 2, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 |