Aşk, yaşamın her anında gündelik hayatımızı şekillendiren önemli bir etmen/güç olarak karşımıza çıkar. Evrimsel psikoloji alanındaki çalışmaların, aşkın güçlü ve dönüştürücü doğasına hak ettiği önemi göstermesine karşın bu duyguyu anlamaya (verstehen) yönelik antropolojik veya sosyolojik çalışmaların eksikliği kendisini göstermektedir. Literatürdeki bu eksiklikten hareketle aşk olgusu, yetişkin/yaşlı (40-70 yaş), genç yetişkin (18-25 yaş) ve gençler (14-18) olmak üzere üç ayrı nesilden görüşmecilerden toplanılan anlatıların analiz edilmesi ve yorumlanması yoluyla incelenmiştir.
Antropoloji literatüründeki eksiklik nedeniyle aşka dair kültür temelli incelemeleri olan psikolog Robert Sternberg’in ‘aşk üçgeni’ (love triangle) teorisinden hareket edilmiştir. Sternberg’in (1986) tanımıyla aşk; yakınlık, bağlılık ve tutku olarak üç bileşen çerçevesinde operasyonalize edilmiştir.
Çalışmada aşkın, biyolojik temelleri inkar edilmeksizin kültürel bir olgu olduğu varsayımından yola çıkılmıştır. Yapılan gözlemler, her neslin aşk tipolojilerinde bir örüntü bulunduğunu göstermiştir. Nesillere özgü aşk tiplerinin, bireylerin içerisinde bulundukları yaş gruplarının sosyal ve kültürel kökenli ihtiyaçlarına göre değiştiği görülmüştür. Buradan hareketle aşk deneyiminin kültürel değişime bağlı olarak, nesiller arasında farklılaşacağı öngörülmüştür. Aşk’ın doğasındaki bu değişimin, bireylerin faklı yaşam dönemleri içerisinde meydana gelen ihtiyaçlarına paralel bir biçimde değişim gösterdiği için aşk deneyiminin, bireylerin ihtiyaçları temelinde değiştiği şeklinde yorumlanmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Ekim 2016 |
Gönderilme Tarihi | 26 Mart 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 16 Sayı: 3 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.