Bu çalışma, Rupert Brooke’un Birinci Dünya Savaşı şiiri “The Soldier” (“Asker”) (1914) üzerine postkolonyal bir eleştiri sunarak, şiirin alt metinlerinde yer alan emperyalist ideolojileri ifşa etmektir. Birinci Dünya Savaşı’nın başında yazılmış olan şiir, vatansever coşkuyu simgelemekte ve ülke için ölmeyi yüceltmektedir. Ancak, postkolonyal bir bakış açısıyla, şiir Brooke’un döneminde hüküm süren sömürgeci zihniyetin bir yansıması olarak yorumlanabilir. Yabancı bir toprağın sonsuza dek İngiltere olabileceği iddiası, İngiliz emperyalizminin içsel sömürgeci iddialarını ve kültürel üstünlüğünü gözler önüne sermektedir. Brooke’un İngiltere’yi idealize etmesi ve askerin ölümünü İngiliz cenneti altında bir fedakârlık olarak tasvir etmesi, sömürgeci genişlemeyi ve savaşı ahlaki olarak haklı çıkarmaya hizmet etmektedir. Bu bakış açısı, sömürgeleştirilen halkların varlığını ve deneyimlerini göz ardı ederek onları Britanya kahramanlığının arka planı olarak küçültmektedir. Ayrıca, şairin İngiltere’nin çiçekleri, havası ve nehirleri gibi içsel erdemlerine yaptığı vurgu, kültürel hegemonya anlatısını pekiştirmektedir. Şiir, yalnızca İngiliz askerinin İngiltere’ye olan bağlılığına odaklanarak ve İngilizlik duygusunu yücelterek, sömürgeciliğin acımasız gerçeklerini ve etik yönlerini ihmal etmektedir. Bu çalışma, Rupert Brooke’un “Asker” adlı eserinde İngilizliği ve fedakârlığı yüceltmek için vatansever idealizmi kullandığını ve bunun postkolonyal bir perspektifle değerlendirildiğinde, İngiliz sömürgeciliğinin emperyalist ideolojilerini ve kültürel hegemonyasını meşrulaştırdığını savunmaktadır
Sömürgecilik İngilizlik Birinci Dünya Savaşı Emperyalizm Jingoizm Rupert Brooke
This article provides a postcolonial critique of Rupert Brooke’s First World War poem “The Soldier” (1914), revealing the underlying imperialist ideologies embedded in the poem. Written at the beginning of the First World War, the poem epitomises patriotic enthusiasm and glorifies the idea of dying for one’s country. However, from a postcolonial perspective, the poem can be interpreted as a reflection of the colonial mindset that prevailed during Brooke’s time. The assertion that a piece of foreign land could forever be England illustrates the colonial pretensions and cultural superiority inherent in British imperialism. Brooke’s idealisation of England and the depiction of the soldier’s death as a sacrifice under the English heaven serve to morally justify colonial expansion and warfare. This perspective ignores the presence and experiences of the colonised peoples, reducing them to mere backdrops for British heroism. Furthermore, the poet’s emphasis on England’s inherent virtues such as flowers, air and rivers points to a narrative of cultural hegemony. By focusing exclusively on the British soldier’s allegiance to England and glorifying the sense of Englishness, the poem neglects the brutal realities and ethical aspects of colonialism. This study therefore argues that Rupert Brooke’s “The Soldier” employs patriotic idealism to glorify Englishness and sacrifice, which, from a postcolonial perspective, legitimizes the imperialist ideologies and cultural hegemony of British colonialism.
Colonialism Englishness First World War Imperialism Jingoism Rupert Brooke
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Postkolonyal Çalışmalar |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 10 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 5 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 24 Sayı: 4 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.