Türkiye Cumhuriyeti’nde laikliğin Fransız laikliğinden örnek alınarak kurulduğu saptaması
Kemalist, Atatürkçü, muhafazakar, siyasal İslamcı, liberal, sol liberal hemen her düşünsel ve siyasal çevrede
bulunmaktadır. Fransız modelinin örnek olduğu kabulü ile laikliğin kurumsal/örgütsel varoluşu arasında
çelişki bulunmaktadır. Fransa’nın örnek alındığını savunanlar, Devlet ile Kilisenin ayrılmış olduğu Fransa’nın
laiklik modeline uymayan Diyanet İşleri Başkanlığı karşısında şaşırmakta, bu kurumu bir sapma olarak
görmektedir. İmamlara maaş ödeyen bir devlet nasıl laik olabilir sorusu da benzer niteliktedir. Türkiye
Cumhuriyeti kurulurken, henüz yirmi yıllık olan Fransız Devlet – Kilise ayrılığı modelinin ya da Devrim
sırasındaki kısa ayrılığın örnek alındığı sanısındadırlar. Devrim öncesi laikleşme tarihi bir yana bırakılırsa
günümüz Fransız laikliğinin Devrim, Kısa Ayrılık, Konkordato ve Ayrılık aşamalarından geçerek oluşmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundaki laikleştirici önlemler ve laiklik ilkesinin anayasaya girişi
incelenirken genellikle 1789 Devriminin örnek olduğu düşünülmektedir. Devrim Laikliği (1789), Konkordato
Laikliği (1801-1905) ve Devlet – Kilise Ayrılığı Laikliği (1905’ten günümüze) laikliğin farklı aşamalarıdır.
Türk Laikliği, Devrimin ya da 1905’in Ayrılık Laikliğini değil büyük oranda Konkordato (1801) Laikliğini
örnek almıştır. 1801 yılında Napolyon ve Papa bir anlaşma imzalamış, Fransa’da bir din işleri bakanlığı
kurulmuş, papazlar kamu görevlisi olmuş, kiliselerin ve din bürokrasisinin giderlerini karşılamak üzere
bütçeye para konulmuş, devletçe tanınan dinler sistemine geçilmiş ve din bir kamu hizmeti olmuştur. 1905
yılında çıkarılan bir yasa ile Devlet ile Kilise ayrılmış, din kamu hizmeti özelleştirilmiş, din, örgütlü veya
bireysel etkinlik niteliğiyle tapını kavramıyla ve serbestlik ilkesi çerçevesinde düzenlenmiştir. Türkiye
Cumhuriyeti laikliğinin düzenleme biçimi, Konkordato laikliğine benzetilebilir, Diyanet Laikliği olarak
adlandırılabilir. Diyanet Laikliğinin Ayrılık Laikliğine evrilmesinin tartışılabilmesi için Fransız laikliğinin
yakından tanınması gerekmektedir.
The idea that Turkish laicism is founded on the model of French laicism is shared by almost in all kind of intellectual and political circles. However, the institutional and organizational existence of Turkish laicism considerably differs from the French model and this fact leads apparent contradictions. Those whotalk about “the French model” in general terms and not clarify the historical phases of that model are surprised by the presence of Diyanet İşleri Başkanlığı (Presidency of Religious Affairs), which does not comply with the French laicism model, where the State and Church are separated. The question that a state pays salaries to imams can be called a laic state arises from the same deficient comparison. They suppose that when the Republic of Turkey was founded, the phase of 1905’s Separation of the Churches and the State or the short phase of Revolutionary Separation were taken as an example. The Modern French system of laicism is formed through the phases of Revolutionary Separation Period (1789), Concordat (1801) and Separation (1905). All these phases, which were completed when the Republic of Turkey was established, have certainly
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 27, 2017 |
Submission Date | September 6, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 72 Issue: 4 |