Öz
II. Dünya Savaşından galip ancak yorgun çıkan İngiltere, Orta Doğu ve Akdeniz’deki gücünü büyük oranda kaybetti. Ancak İngilizler, Akdeniz’deki varlığını tamamen kaybetmemek için Kıbrıs Adasına ayrı önem vermiş, kendi kontrolleri dışındaki oluşumlara izin vermemiştir. Bu bağlamda Ada’daki Rumların Kıbrıs’ı Yunanistan’a ilhakını gerçekleştirmek adına giriştikleri enosis idealine her seferinde karşı durdular. Ancak bu karşı duruş, Ada’daki Türklerin varlığına korumaya yönelik bir karşı duruştan ziyade İngilizlerin kendi çıkarlarını korumak için izlediği bir siyasetti. İngilizlerin bu siyaseti, Rumları cesaretlendirmiş ve enosis, Ada’daki Rumların milli davası haline gelmiştir. Rumların enosis isteği her geçen gün kabarmasıyla birlikte Türklere yönelik şiddet olayları giderek tırmanmışa geçti. Rumların Kıbrıs’ta, enosisi dayatmalarından sonra Ada’da giderek çözümsüzlük hakim olmaya başlamış ve çözümsüzlükten doğan sorunlar, gittikçe derinleşmiştir. Rumlar, bu çözümsüzlüğün getirdiği durumdan faydalanmasını çok iyi bilmiş ve Ada’ya siyasi, askeri ve ekonomik yönden hakim olmaya başlamıştır. İngilizlerin 1960 yılında iki üs bölgesi alarak Ada’nın yönetiminden çekilmesi ve Kıbrıs Cumhuriyetinin kurulmasından sonra Rumlar, Kıbrıs Anayasasını görmezden gelmiş, Türklere karşı kanlı saldırılar düzenlemiştir.
Bu çalışmada İngiliz İdaresindeki Kıbrıs Adasının son on yılı ele alınmıştır. Bu süreçte İngilizlerin Ada’da uygulamış oldukları yönetim biçimi, Ada’daki Türk ve Rum kesimlerinin İngiliz idaresindeki durumları, İngilizlerin, Ada’daki Türk kimliğini yok sayma politikaları ve sonuçları, çok yönlü sorgulanmıştır. Kıbrıs’taki Rumların enosis isteği ve Türklere yönelik şiddet eylemleri, bu çalışmada ele alınmıştır. Kıbrıs’taki Türklerin, Rumlara karşı vermiş olduğu mücadele ve Türkiye’nin Kıbrıs meselesindeki tutumu yine bu çalışmada ele alınan konular arasındadır.