Öz
Roma İmparatorluğu’nun 5. yüzyılın son çeyreğinde yıkılmasının ardından Avrupa tarihi
sayfaları tartışmalı birçok konuya sahip olmuştur. Şüphesiz Roma’nın Avrupa’daki uzun süreli
etkisinin ardından ekonomik, dini ve sosyo-politik eksenlerdeki bu tartışmaları doğal kabul
etmek gerekmektedir. Feodalizmin yükselişi, Kilisenin Roma sonrası güç boşluğunu doldurması,
iç tehditler ve bir “öteki” olarak İslam’ın yükselişi gibi gelişmeleri bu bağlamda değerlendirmek
mümkündür. Böylesi bir dönemde Karolenj İmparatoru Şarlman’ın Avrupa tarihindeki
rolü/konumu önemli bir dönüm noktası olarak görülmektedir. Çünkü bu dönem, bir yandan
Müslüman fetih süreçlerini kapsarken diğer yandan da Şarlman’ın reformlarını içerisinde
barındırmaktadır. Ayrıca Şarlman, attığı adımlar bağlamında Avrupa’da “birlik” düşüncesinin
temellerini inşa eden önemli bir isim olarak görülmektedir. Bu döneme dair en tartışmalı tezin
sahibi olarak ise Belçikalı tarihçi Henri Pirenne ile karşılaşılmaktadır. Pirenne’in “Hz.
Muhammed olmasaydı, Şarlman olmazdı” söylemi üzerine kurgulanan tezi gündeme geldiği
günden itibaren literatürde sıkça tartışılan hususlardan birisi olmuştur. Ancak bu görüşün
detayları dikkate alındığında, teze karşı çıkan görüşlerle/çalışmalarla karşılaşılmaktadır. Bu
çalışma, özellikle Pirenne tezine yönelik olarak Türkçe literatürde müşahede edilen boşluğa bir
katkı sunma amacını taşımaktadır. İlgili amaca yönelik olarak da çalışma, öncelikle Şarlman’ın
Avrupa tarihindeki önemli rolüne/konumuna dikkat çekerken, sonrasında Pirenne’in tezine ve
teze karşı çıkan görüşlere yer vermektedir. Çalışmanın temel hipotezi ise bütün bu tartışmaların
aslında Avrupa karşısında “Doğu”nun konumlandırılması sorununun bir yansıması olduğudur.