İnsanlık tarihinin başlangıcıyla birlikte insanların hastalanmaları ve bu hastalıklar için de tedavi yöntemleri geliştirilmiştir. Bunun için Hz. Âdem peygamberle ilgili Kuran-ı Kerim’de geçen kıssayı delil gösterebiliriz. Kıssada Allah eşyaların ismini meleklere sorar melekler bilemez fakat Âdem (a.s) eşyaların isimlerini bilir. Buradan yorum yaparak şunu anlamak mümkün. Âdem(a.s)’a ilahi yol ile dünyada kendisine gerekli olacak bütün bilgiler öğretilmiştir. Muhtemelen kendisine öğretilen bilgiler içerisinde tıbbi bilgiler de var idi. Bu bilgiler kuşaktan kuşağa aktarıla geldi diyebiliriz.
Günümüzde insanları tedavi etmede dünyada yaygın olarak Batı usulü tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Fakat buna paralel olarak umumiyetle Şark Tıbbı olarak da bilinen ve daha çok Şark toplumlarında uygulanan geleneksel tedavi yöntemleri de geçerliliğini korumaktadır. Bu tedavi yöntemi halen Çin, Hindistan, Köre v.b ülkelerde uygulandığı gibi Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Altay v.b Türk toplumlarında da oldukça yaygın bir şekilde halk arasında uygulanmakta ve uygulanan tedavilerden hastaların olumlu netice aldığı görülmektedir. Halk içerisinde bu tür tedaviyi Türkiye’de ocaklılar olarak bilinen tabipler yapmaktadır. Bu tabiplerin hemen her birinin çağdaş tıpta olduğu gibi farklı ihtisas alanları bulunmaktadır. Halk tabiplerinden bazıları hastalarını otla tedavi ederken kimisi okuyarak, kimileri de kurban kanıyla tedavi etmektedir. Kurban kanıyla diğer bir tabirle kanla yapılan tedavi de bu işin uzmanları tarafından oldukça yaygın bir şekilde uygulanmaktadır. Bu yöntemde sadece kesilen kurbanın kanı değil aynı zamanda kurbanın organları da tedaviye dâhil edilmektedir.
Bildiride özellikle Güney Kazakistan'da ve diğer Orta Asya Türk topluluklarında halk hekimleri tarafından uygulanan kurban ve adak kanıyla tedavi yöntemleri ayrıntılarıyla ele alınmaktadır.
İnsanlık tarihinin başlangıcıyla birlikte insanların hastalanmaları ve bu hastalıklar için de tedavi yöntemleri geliştirilmiştir. Bunun için Hz. Âdem peygamberle ilgili Kuran-ı Kerim’de geçen kıssayı delil gösterebiliriz. Kıssada Allah eşyaların ismini meleklere sorar melekler bilemez fakat Âdem (a.s) eşyaların isimlerini bilir. Buradan yorum yaparak şunu anlamak mümkün. Âdem(a.s)’a ilahi yol ile dünyada kendisine gerekli olacak bütün bilgiler öğretilmiştir. Muhtemelen kendisine öğretilen bilgiler içerisinde tıbbi bilgiler de var idi. Bu bilgiler kuşaktan kuşağa aktarıla geldi diyebiliriz.
Günümüzde insanları tedavi etmede dünyada yaygın olarak Batı usulü tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Fakat buna paralel olarak umumiyetle Şark Tıbbı olarak da bilinen ve daha çok Şark toplumlarında uygulanan geleneksel tedavi yöntemleri de geçerliliğini korumaktadır. Bu tedavi yöntemi halen Çin, Hindistan, Köre v.b ülkelerde uygulandığı gibi Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Altay v.b Türk toplumlarında da oldukça yaygın bir şekilde halk arasında uygulanmakta ve uygulanan tedavilerden hastaların olumlu netice aldığı görülmektedir. Halk içerisinde bu tür tedaviyi Türkiye’de ocaklılar olarak bilinen tabipler yapmaktadır. Bu tabiplerin hemen her birinin çağdaş tıpta olduğu gibi farklı ihtisas alanları bulunmaktadır. Halk tabiplerinden bazıları hastalarını otla tedavi ederken kimisi okuyarak, kimileri de kurban kanıyla tedavi etmektedir. Kurban kanıyla diğer bir tabirle kanla yapılan tedavi de bu işin uzmanları tarafından oldukça yaygın bir şekilde uygulanmaktadır. Bu yöntemde sadece kesilen kurbanın kanı değil aynı zamanda kurbanın organları da tedaviye dâhil edilmektedir.
Bildiride özellikle Güney Kazakistan'da ve diğer Orta Asya Türk topluluklarında halk hekimleri tarafından uygulanan kurban ve adak kanıyla tedavi yöntemleri ayrıntılarıyla ele alınmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Halk Bilimi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Nisan 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Sayı: 70 |