Vakıf üniversitelerinin, en yalın haliyle, Devlet üniversitelerinin sayısal yetersizliği nedeniyle oluşan boşluğu dolduran bir işlevi bulunmaktadır. Vakıf üniversitelerinin, eğitim ve öğretim amaçlı kamu tüzel kişiliği bulunmakta olup, başka bir anlatımla, özel hukuk tüzel kişiliğinden ayrılır. Vakıf üniversitelerinin – tartışmalı da olsa – bu konumunun, vakıf üniversitesi öğretim elemanlarının statü hukukuna tabi olacağı sonucunu doğurup doğurmayacağı konusunda, gerek öğretide gerek yüksek yargı kararlarında farklı düşünceler bulunmaktadır. Aynı sorun, çalışma ilişkisine son verilen öğretim elemanlarının başvuracağı yargı yolunun belirlenmesinde de ortaya çıkmaktadır. Çalışanların işlerine son verilmesi, çalışanların temel haklarına müdahale teşkil ettiğinden ulusalüstü kuralların, göz önünde tutulması gerekmektedir. Adil yargılanma hakkı da bu kapsamdadır. İdari yargı yolunda tanık dinlenmesine dair açık bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Bu durum adil yargılanma hakkına aykırılığa sebep oluşturabilir. Tüm bu unsurların bir arada ele alınarak belirsizliğin ortadan kaldırılması için açık bir hukuki düzenleme gerekmektedir. Bu da Devlet’in pozitif yükümlülüğü kapsamındadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Labour and Social Security Law |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | January 11, 2024 |
Submission Date | July 13, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 9 Issue: 2 - Cumhuriyetin 100. Yılına Armağan |