Ahlâkî kavramların en önemlilerinden biri sayılan sabır, belâ ve musibetler karşısında metanet gösterip rıza göstermek, şükür ise nimetlerden dolayı duyulan minnettarlığı dil, kalp ve beden ile ifade edip rıza göstermektir. Buna göre darlıkta sabır, bollukta ise şükrü ifa etmek kaderin her türlüsüne teslimiyet ve rıza anlamı taşır. Dolayısıyla sabır ve şükür kavramları arasında bu yönüyle sıkı bir ilişki söz konusudur. İşte bu ilişki fazilet, makam veya diğer bazı açılardan ele alınacaktır.
Sabrın imanın yarısı, şükrün ise diğer yarısını oluşturduğundan hareketle her ikisinin de iman ile güçlü bir bağı vardır. Sabır ve şükür kişinin iman derecesini tayin ettiği gibi aynı zamanda onun ahlâkî açıdan olgunluğunu da gösterir. İman ve ahlâk ile olan bu sıkı ilişkisinden olsa gerek Yüce Allah sabreden kullarına hesapsız, şükreden kullarına ise birçok mükâfat vereceğini va’d etmektedir. Bu çalışmada, sabır ve şükrün tanımına, çeşitlerine, dünyevî ve uhrevî sonuçlarına yer verilecek, sabır ve şükür ilişkisi Kur’ânî bir bakış açısıyla değerlendirilecektir.
teşekkürler
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 13 Ekim 2020 |
Kabul Tarihi | 16 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 16 |