Marmara ve Ege’yi birbirine bağlayan boğaz üzerindeki küçük bir liman kenti olan Çanakkale, deniz ticaretinin artmasıyla birlikte 19. yüzyıldan itibaren Levantenlerin uğrak yerlerinden biri haline gelmiştir. Zamanla Çanakkale’ye yerleşmeye başlayan Levantenler sahil boyunca bahçeli büyük konaklar inşa etmişlerdir. Kendi kültürlerinin mimari anlayışlarını yansıtan bu konakların çoğu yok olmakla birlikte, 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl başlarında inşa edilen Vitalis Konağı ve Whittall Konağı bunların iki önemli temsilcisi olarak varlıklarını sürdürmektedirler.
Bahçeler içersinde denize nazır inşa edilen söz konusu iki yapı, iş yeri ve konak şeklindeki plan ve kütle tasarımlarıyla dikkati çekerler. Zemin artı bir ve iki katlı olarak inşa edilen konakların üzerinde cihannümalara yer verilmiştir. Bir bordun şeklindeki zemin katlar üst katlardan bağımsızdır. Kâgir konakların denize bakan prestij nitelikli ön cepheleri daha gösterişlidir. Vitalis Konağı, formal düzendeki cephe tasarımıyla bölgedeki Rum mimarisini yansıtırken, Whittall Konağı kolonatlı cephesi ve verandalarıyla İngiliz malikanelerini hatırlatmaktadır. Cephe tasarımlarındaki bu farlılık planlara da yansımış, Vitalis Konağı’nda orta sofalı plan şemasına yer verilirken, Whittall Konağı’nda lineer plan şeması kullanılmıştır. Her iki planda da odalar ve diğer mekanlar işlevlerine göre uygun şekilde düzenlenmiştir. Yenilenen iç mekanlarda pek fazla süsülemeye rastlanmamakla birilikte, kalan izlerden bazı mekanların bezeli olduğu anlaşılmaktadır. Genel itibariyle konaklar, döneminin mimari ve kültürel anlayışını yansıtan özelikleriyle, Levanten evlerinin Çanakkale’deki iki önemli temsilcisini teşkil etmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 17 Sayı: 26 |