Bu
çalışmada, Carl Rogers tarafından geliştirilen müracaatçı merkezli yaklaşımın
ortaya çıkışı, teorik çerçevesi, uygulama prensipleri ve tekniklerinin sosyal
hizmet uygulamalarında kullanım şekli konularını ele almak amaçlanmıştır.
Rogers’ın sosyal hizmet uzmanlarıyla yaptığı çalışmalarla edindiği klinik
deneyimleri psikanalizin önde gelen modellerinin yetersiz kaldığı düşüncesini
geliştirmesine ve uygulamada yeni tedavi yöntemleri geliştirmesine yardımcı
olmuştur. Bu yaklaşımın temel odak noktası kişinin kendi yaşantısından
kendisinin sorumlu olduğu anlayışıdır. Kökeninde hümanist psikolojinin olduğu
bu yaklaşım her bireyin kendini gerçekleştirme potansiyeli olduğuna inanır.
Müracaatçı olduğu gibi kabul edilip empatik bir şekilde dinlenirse gizil
güçleri ortaya çıkacak ve kendi sorunlarıyla ilgili çözüm yollarını kendisi
bulabilecektir. Müracaatçı merkezli yaklaşımda müdahale süreci ilk görüşmeyle
başlar. Odak müracaatçı olduğu için görüşmede ne olacağına müracaatçı karar
verir. Sosyal hizmet uzmanı herhangi bir değerlendirme yapmaz, tarihçe almaz ya
da müracaatçının hedefleri ile ilgili gündemini izlemez, müracaatçıya saygı
duyar ve sıcak ve kabul edici bir tavır sergiler. Görüşme sürecini belirleyen
kişi müracaatçının kendisidir. Bu yaklaşım çevresi içinde insan prensibi,
değerlendirme ve müdahalede biyo-psikososyal yaklaşım, müracaatçının kendi
kaderini tayin hakkı, müracaatçının manevi yönünü tanıma ve tüm insanların
saygınlığı ve onuru gibi sosyal hizmetin etik ilkelerini yansıtmaktadır. Bundan
dolayı sosyal hizmet uygulamalarıyla bağdaşan pek çok yönü vardır.
Müracaatçı merkezli yaklaşım sosyal hizmet müracaatçı sosyal hizmet uzmanı
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Beşeri Bilimler Sayısı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 16 Sayı: 3 |