In ancient times, tables in which special treats were served to the guests were made in different forms in line with their needs and functions. During the Roman period, in the tricliniums and outdoor prairie feasts, the tables that were used in a round form in front of the semicircular formed couches called stibadium, were adapted to the form of the couch in which they were surrounded in time. These semicircular tables, called Sigma forms, were considered sacred like many objects in the iconography of Christ with the spread of Christianity. The fact that some of the early Christian artists including a sigma-shaped table in their last supper-themed work, in which Jesus was depicted with his twelve apostles has made this spread out easier. Thus tables with sigma form have taken their place in church liturgy as altar trays. Sigma-shaped altar trays, which are plain, decorated or with a bowl opening, were frequently used especially in the early Christian period. In addition to their function as the altar tray, they were also used for different purposes, such as Coptic tombstones. The altar plate unearthed in the excavations of Blaundos ancient city in 2019 was slightly smaller and undecorated than similar examples. The plate, which was discovered torn apart in the stone paved area right in front of the Early East Roman workshop spaces, was dated to the 5th century AD in the light of similar examples and findings such as mortars and coins found in the same context. Despite the fact the city was mentioned in the church records and the dense East Roman structures that can be followed on the surface, there is no structure that can be said to be definitively a church. Previous researches on this subject suggests, the data about Christianity that were found in excavations, and especially the sigma-shaped altar table gives an idea about the location and also history of the possible church structure.
Antikçağlarda özel yemek odalarında konuklara ikramlıkların sunulduğu masalar, ihtiyaç ve işlevi doğrultusunda farklı formlarda yapılmışlardır. Roma Dönemi’nde tricliniumlarda ve açık havadaki kır yemeklerinde stibadium olarak adlandırılan yarım dairesel sedirlerin önünde önceleri yuvarlak formda kullanılan masalar zamanla çevrelendiği sedirin formuna uydurularak at nalı şeklini almışlardır. Sigma formlu olarak adlandırılan yarım dairesel bu masalar Hristiyanlığın yaygınlaşmasıyla birlikte, İsa ikonografileri içinde yer alan pek çok nesne gibi kutsal sayılmışlardır. Erken Hristiyanlık dönemi sanatçılarından bazılarının, İsa’nın 12 havarisiyle birlikte yemek masasında tasvir edildiği son akşam yemeği temalı eserlerinde sigma formlu masaya yer vermiş olmaları da bunda etkili olmuş olmalıdır. Böylece sigma formlu masalar kilise litürjisinde altar tablası olarak yerini almıştır. Sade, bezemeli, çanak yuvalı gibi tiplerde olan sigma formlu altar tablaları, özellikle erken Hristiyanlık döneminde sıkça kullanılmış, geç dönemlere doğru altar tablası işlevinin yanı sıra, Kıpti mezar taşları gibi farklı amaçlarla da kullanım görmüştür. Blaundos antik kenti 2019 kazı çalışmalarında ele geçen altar tablası benzer örneklerine göre biraz daha küçük ve sade işlenmiştir. Erken Doğu Roma Dönemi atölye mekanlarının hemen önündeki taş döşeli alanda parçalanmış vaziyette açığa çıkan tabla, benzer örnekler ve aynı kontekste ele geçen havan, sikke gibi buluntular ışığında MS V. yüzyıla tarihlenmiştir. Kentin kilise kayıtlarında adı geçmesi ve yüzeyde takip edilebilen yoğun Doğu Roma yapılaşmasına rağmen, kilise olduğu kesin olarak söylenebilecek bir yapıya rastlanmamaktadır. Bu konuda daha önceki araştırmalardaki öneriler, kazılarda ele geçen Hristiyanlıkla ilgili veriler ve özellikle sigma formlu altar tablası, muhtemel kilise yapısının konumu ve tarihi hakkında da fikir vermektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Archaeology |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2020 |
Submission Date | February 2, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 8 |
The issue of the relevant year publishes a maximum of 25 articles, with article acceptance dates falling between 15th October and 1st May. As of October 2024, Cedrus will accept articles only in foreign languages.