This
paper seeks to investigate the habituses of translators of the book My Name is Red by Orhan Pamuk, Nobel
laureate, in English, French and Italian languages concerning the potential
relationship between the author and translator, dispositions and world views of
translators as well as their educational and familial background. The main
basis used as a ground in the paper is the famous term habitus by Bourdieu
which lays the way open for research on Translation Studies concerning the
Sociology of Translation. The translators of all versions were interviewed via
email and asked four questions related to the translation process of the book
to have an insight into whether they were guided by their habituses or not. In
the light of in-depth analysis of the habituses of the translators, it is
claimed that a translation process is a social deed and that in the process of
translating translators are not independent of their habitus, which is an
umbrella term used for entire past of the individual. It is suggested that
relationships between the author and the translator emerge as a crucial factor
that paves the way for success in the output at the end. Furthermore, it is
observed that translators tend to rely on their intellectual and familial
background as well as ethos when making choices related to which works and
authors should be translated over time.
Bu
çalışmada, yazar ve çevirmen arasındaki potansiyel ilişki, çevirmenlerin yönelimleri
ve dünya görüşleri ve eğitim ve ailevi geçmişlerine ilişkin olmak suretiyle
Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk’un Benim Adım Kırmızı eserinin İngilizce,
Fransızca ve İtalyanca çevirilerini gerçekleştiren çevirmenlerin habitusleri
incelenmiştir. Çalışmada temel olarak kullanılan husus, Çeviri Sosyolojisi ile
ilgili Çeviribilim üzerine araştırmalara zemin hazırlayan Bourdieu’nün ünlü
habitus kavramıdır. Tüm versiyonların çevirmenleri ile email yoluyla görüşülmüş
ve habituslarının kendilerini yönlendirip yönlendirmediğine dair bir bilgi
edinmek üzere kitabın çeviri süreci ile ilgili kendilerine dört soru
yöneltilmiştir. Eserin çevirilerini yapan çevirmenlerin habituslerine yönelik
derin bir analiz ışığında, çeviri sürecinin sosyal bir eylem olduğu ve çeviri
eylemi süresince çevirmenlerin bireyin bütün geçmişini tanımlamak üzere genel
terim olan habituslerinden bağımsız olmadıkları öne sürülmektedir. Yazar ve
çevirmenler arasındaki ilişkiler, başarılı bir ürün ortaya çıkaran önemli bir
faktör olarak kendini göstermektedir. Bunun yanı sıra, çevirmenlerin zaman
içerisinde hangi çalışma ve yazarların çevrilmesi gerektiği hususunda seçim
yaparken entelektüel ve ailevi geçmişlerini olduğu kadar dünya görüşlerini de
dikkate alma eğiliminde oldukları gözlenmektedir.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Issue: 27 |