The aim of this paper is to explore how milk is translated into a product for human consumption. In this study, translation works as a metaphor that is used for carving up an alternative reality. The metaphor of translation is informed by postcolonial translation studies, in particular the view in which translation is seen as “a channel of colonization”. For this purpose, three diary commercials are selected and a form of multimodal thematic analysis with a critical framework has been employed in order to discover the themes used in milk commercials. These themes are interpreted taking into account how translation is conceptualized by postcolonial approaches. The analysis demonstrates that colonial subjects and animals have many commonalities. Translation functioned for the colonizer as a force to assist in the silencing of the Other, to remove agency, to distort representations, to fabricate volunteer victims, to create familiar subjects, and to impose Western reason-based thought. Similarly, dairy commercials ‘translate’ cows so that they are silenced, their agencies are either removed or used in favor of the industry, the real lives of cows are obscured and their experiences are distorted, they are portrayed as being happily exploited, and they are reduced to subordinate creatures in relation to Western white, male subjects. Translation, in this study, demonstrates the power it yields in dominating others. Yet, translation can also bridge gaps, and foster nonexploitative relationships between humans and nonhuman animals.
Bu makalenin amacı, sütün insan tüketimi için bir ürüne nasıl dönüştürüldüğünü araştırmaktır. Bu çalışmada çeviri, alternatif bir gerçeklik oluşturmak için kullanılan bir metafor olarak görülmektedir. Çeviri metaforu, postkolonyal çeviri çalışmaları, özellikle de çevirinin “sömürgeleştirme aracı” olarak görüldüğü bakış açısından dayanak almaktadır. Bu amaçla üç adet süt ve süt ürünü reklamı seçilmiş ve süt reklamlarında kullanılan temaları incelemek için eleştirel kavramlar çerçevesinde multimodal tematik analiz kullanılmıştır. Bu temalar, postkolonyal yaklaşımlarda çevirinin nasıl işlev gördüğü dikkate alınarak yorumlanmıştır. Analiz, sömürülen halkların ve insan olmayan hayvanların birçok ortak yönü olduğunu göstermektedir. Çeviri, sömürge tarihinde Öteki'nin susturulmasına, failliğin silinmesi, temsillerin çarpıtılması, gönüllü kurbanların üretilmesi, tanıdık özneler yaratılması ve Batılı akla dayalı düşüncenin empoze edilmesine yardımcı olmuştur. Benzer şekilde, süt reklamları da inekleri ‘çevirir’. Böylece inekler susturulur, faillikleri ya ortadan kaldırılır ya da endüstri lehine kullanılır, ineklerin gerçek yaşamları gizlenir ve deneyimleri çarpıtılır, inekler sömürülmekten mutluymuş gibi gösterilir ve Batılı beyaz erkek öznenin karşısında madun yaratıklara indirgenirler. Bu çalışmada çevirinin başkalarına hükmetme konusundaki aracı rolü ortaya konulmaktadır. Çeviri, öte yandan, insan ve insan olmayan hayvanlar arasında köprüler de kurabilir ve sömürüye dayanmayan ilişkileri besleyebilir.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Language Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | July 31, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: 32 |