Abstract
Uyuşturucu madde kullanımı, tüm dünyada topluma zarar veren, en büyük tehdit unsurlarından biri hâline gelmiştir. Bu maddelerin yasadışı yollarla üretimi, dağıtımı ve tüketiminin önüne geçmek için büyük bir mücadele verilmektedir. Kullanımı, psikolojik ve fizyolojik olarak hızlıca bağımlılığa dönüşmektedir. Bağımlılık, bireylerin zarar gördüğünü bilerek kullanıma devam ettiği ve sürekli dozunu arttırmak zorunda kaldığı, karşılığında hukuki müeyyideler olan bir hastalık hâlidir. Uyuşturucu ile mücadelede hukuki düzenlemelerin ve kolluk kuvvetlerinin etkisi oldukça büyüktür. Ancak bu mücadelede temel faktör, toplumu uyuşturucu maddelerden uzak tutabilecek yolları araştırmak ve kullanımını engellemek için gerekli tedbirleri almaktır. Konunun iletişim paradigması ile ele alınması bu mücadelenin en temel hareket noktalarından birini oluşturmaktadır. Uyuşturucu maddelere karşı bilinçlendirme ve bireylerarası iletişim ailede başlayıp, sosyo-kültürel çevrede devam etmektedir. Gerek aile ve gerek yakın çevre ilişkilerinde yaşanan iletişimin düzeyi ve niteliği, uyuşturucuya erişim ortamına ve eğilimine sahip bireyler için teşvik edici bir faktör olmaktadır. Uyuşturucu madde suçlarında ve yakalanma oranlarında, istatistiki olarak anlamlı bir büyüme görülmektedir. Özellikle internet ortamında çocukları ve gençleri özendirici birçok haber, oyun, görüntü ve benzeri unsurlar bulunmaktadır. Gerek bu tür platformlar, gerek aile ve gerekse yakın çevre etkisi ayrıntılı bir biçimde incelenmeyi gerektirmektedir. Uyuşturucu maddelerden korunma ve mücadelede aile içi iletişim ile rol model iletişimi önemlidir. Bu makale, kapsamında söz konusu sorunsaldan hareketle; polis sorgulamalarında kendileriyle yüz yüze derinlemesine görüşme yapılmış 24 uyuşturucu kullanıcısından elde edilen veriler alan çalışması olarak değerlendirilmiştir. 24 derinlemesine görüşmeden elde edilen veriler, uyuşturucu madde kullanımına yönelim nedenleri, ailevi, rol modellere öykünme, arkadaş ortamı, sosyal çöküntü, eğlence amaçlı, merak, hastalık bahanesi ve sosyal medya/internet üzerinden kolay erişim olarak sıralanabilecek sekiz ana başlık altında kategorisel analizle çözümlenmiştir. Olguların ifadesel çözümlenmesinden elde edilen analize göre, bu nedenler arasında en çok öne çıkanın ise ailevi nedenler olduğu saptanmıştır.