Civilizations which ruled Turkish Stratis throughout historical span had numerous favors as well as they are strong and based on that feature the Straits also offered many strategical and militaristic benefits to the controlling powers. Nevertheless, when the powers controlling Turkish Straits got weak or became weaker than their enemies the Straits became auxiliary leverages easing enemy threats. Main center of the nineteenth century power struggle were Eastern Mediterranean and inevitably Turkish Straits. Crimean War was a natural consequence of the respective developments triggered by the 1841 dated London Straits Convention (LS Convention) another reason of the war were the grave disagreements regarding the passage regime of the Turkish Straits and status of the Black Sea. LS Convention which guaranteed Ancient Rule in the Turkish Straits with a multiparty consensus was a serious setback for Tsarist Russia who due a long-lasting foreign policy aimed to annex Turkish Straits if that was not possible establish a passage free regime for Russian Naval ships. All in all, Tsarist Russia never put aside its plans on Straits and Ottoman Empire, soon after London Convention Tsar Nicholas I, accelerated diplomatic initiatives for invading Turkish Straits and peaceful distribution of Ottoman legacy. In this paper, light will be shed on process after Crimean War in a redesigned balance of pawer status ratification of Turkish Straits passage regime as an international law norm and Tsarist Russia’s Straits policy during that period will be analyzed.
Türk Boğazları tarih boyunca, idaresinde bulundukları uygarlıklara güçlü oldukları süre içinde çok sayıda vazgeçilemez savunma kolaylığı, bu özelliğe bağlı çok sayıda askeri ve idari avantajlar sağlamışlardır. Buna karşın, Boğazlara sahip olan devletler güç kaybettiklerinde ya da düşmanlarından daha güçsüz hale geldiklerinde Boğazlar, düşman saldırı ve tehdidini kolaylaştıran bir yardımcı araca dönüşebilmişlerdir. On dokuzuncu yüzyıl güç mücadelesinin ana merkez üssü Doğu Akdeniz ve buna bağlı olarak Türk Boğazları’dır. Kırım Savaşı 1841 tarihli Londra Boğazlar Sözleşmesi’nin (LBS/Londra Sözleşmesi) tetiklediği olaylar zincirinin doğal bir sonucu olmakla birlikte Boğazlar geçiş rejimiyle Karadeniz’in statüsünün belirlenmesinde yaşanan anlaşmazlıkların da etkisiyle ortaya çıkmıştır. Türk Boğazları’nda Kaide-i Kadim geçiş rejimini çok taraflı bir uluslararası metinle garanti altına alan belge Londra Sözleşmesi uzun süredir Boğazlara sahip olmak, bu mümkün değilse savaş gemilerini serbestçe geçirmek isteyen Çarlık Rusyası için önemli bir geri adımdır. Buna karşın Osmanlı Devleti ve Boğazlar üzerindeki emellerden vazgeçilmemiş, LBS sonrasında Çar I. Nikola, Boğazlara sahiplik başta gelmek üzere Osmanlı mirasının paylaşılması için uzlaşı arayışlarına hız vermiştir. Bu çalışmada Türk Boğazları geçiş rejiminin Kırım Savaşı sonrasında yeniden şekillenen güç dengesinde bir uluslararası hukuk normu olarak kabul görmesi incelenerek, Çarlık Rusyası’nın söz konusu dönemdeki Boğazlar politikası analiz edilecektir.
Kırım Savaşı Kaide-i Kadim Londra Boğazlar Sözleşmesi Uluslararası Hukuk Normu Geçiş Rejimi
Destekleyen kurum yoktur
teşekkür yoktur
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | General Turkish History (Other), Türkish Political Hİstory |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | December 31, 2024 |
Publication Date | December 31, 2024 |
Submission Date | May 23, 2024 |
Acceptance Date | December 11, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 24 Issue: 49 |