Öz: Bu makalede Edwin Cox’ın din
eğitimiyle ilgili görüşleri değerlendirilmiştir. Hayatı ve eserleri ana
hatlarıyla tanıtıldıktan sonra din eğitimini eğitimsel temelde nasıl ele aldığı
irdelenmiş ve diğer din eğitimcileri ile ortak ve farklı görüşleri
incelenmiştir. Cox’un yaşanan sekülerleşme sürecini vurgulayarak inanca dayalı
olmayan, dogmatik olmayan bir din eğitimi anlayışını savunması ve din
eğitiminin amaçlarını eğitimsel bir temelde yeniden tanımlayarak bu çerçevede belirli
pedagojik kriterler belirlemesi dikkat çekicidir. Hristiyanlık öğretimi
şeklinde süren din eğitiminin öğrencilerin temel dinî kavramlarının anlamlı
şekilde öğrenmesinde etkisiz kaldığını araştırma sonuçlarına dayanarak
belirtmektedir. Bununla birlikte geleneksel din eğitimini şekillendiren temel
varsayımları ve amaçları yeniden gözden geçirmektedir. Din eğitimi ve
öğretiminin programdaki yerini koruyabilmesi için eğitimsel bir yaklaşımla din
eğitimine yaklaşılması gerektiğini ve hedeflerinin buna göre yeniden
oluşturulmasını savunmaktadır.
Özet: Din eğitiminde özellikle 1960’lı yıllardan
itibaren yaşanan paradigma dönüşümünde Edwin Cox önemli bir rol üstlenmiştir. Din eğitiminin bütün
bileşenleri ile ilgili konularda gündemin oluşturulmasında, projelerin ve
araştırmalarının yapılmasında aktif bir şekilde görev yapan Cox, bu alanın önemli ve etkili bir figürü olmuştur. Din
eğitimi ve öğretiminin tarihinde bu denli etkili olan Cox, günümüzde görüşleriyle yeni yaklaşım ve
yöntemlere hala esin
kaynağı
olmaya devam etmektedir. Ülkemizde din eğitiminde yaşanan paradigma değişiminde
Cox’ın görüşleri
yeterince tartışılmamıştır. Onun yerine Sheperd, Hull ve Grimmitt gibi din
eğitimcilerinin fikirleri alanda daha fazla araştırma konusu yapılmış ve bu
sürece etkileri değerlendirilmiştir. Eserleri
incelendiğinde, Cox’ın, en az söz konusu din
eğitimcileri kadar bu
paradigma değişiminde söz sahibi olduğu görülecektir. Gerek din eğitiminde yaşanan dönüşüm sürecinin anlaşılması ve
gerekse yeni yaklaşımlardaki etkisinin görülmesi açısından onun görüşlerinin
incelenmesi önem arz etmektedir. Hemen
hemen din eğitiminin
terminolojisinden programlarına;
din dersi öğretmeninden hedeflerine kadar birçok başlıkta görüşler ileri sürerek inanca
dayalı din eğitimden eğitimsel din eğitimine doğru geçişin sağlanmasında önemli
katkıları olan Cox’ın görüşlerinin
anlaşılması eğitimsel temeli esas alan yaklaşımların eğitim
anlayışının görülmesine olumlu katkı yapacaktır.
Cox, Hristiyanlık öğretimini esas
alan din eğitimini günümüz değişen koşulları açısından yetersiz kaldığını ve
inanca dayalı olmayan/dogmatik olmayan bir din eğitimi anlayışının geliştirilmesinin gerekliliğini
savunmaktadır. Ona göre inanca geliştirmeyi hedefleyen din eğitimi yaklaşımları
geleneksel toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlanmıştır. Modern
toplumların bireylerinin ihtiyaçları farklılaştığı için din eğitiminin sadece Hristiyanlara yönelik olarak İncil
ve Kilise tarihinin öğretimine odaklanacak şekilde sürdürülmesinin gerekçesi
kalkmış durumdadır. Günümüz bireyleri seküler bir toplum içerisinde
yetişmektedir. Dinin
toplumsal hayatta etkisinin azalması, çocukların dinle ilgili etkinliklere katılarak
sosyalleşmelerini imkansız hale getirmiş ve bu şekilde çocukların dinle ilgili
bilgi ve tecrübelerinde azalma meydana gelmiştir. O halde sekülerleşme
temelinde din eğitimi çocukların bu tür
bir sosyalleşme sürecini
dikkate almalı ve ona göre eğitimsel bir yaklaşım benimsemelidir. Toplumsal
değişim ve sekülerleşme vurgusu
Cox’ı kendisiyle çağdaş olan diğer din eğitimcilerinden ayırmaktadır.
Cox inanca dayalı geleneksel din
eğitimini eğitimsel açıdan
da yeterli görmemektedir. Ona göre, monoton
bir tarzda işlenen din dersleri çocukların ilgi ve dikkatini çekememektedir. Din
dersleri çocukların günlük deneyimlerinden, varoluşsal sorunlarından ve
toplumsal problemlerinden uzaklaşmış ve bu yönüyle kendisinden beklenilen eğitimsel katkıyı
yapamaz hale gelmiştir. Nitekim
bazı araştırma sonuçları bu derslerde
öğretilen bilgilerin hatırlanmadığını, temel dini kavramların yanlış şekilde
ifade edildiğini göstermiştir. Üstelik
bu tür bir öğretim tarzından dolayı çocukların dine
ve din derslerine karşı ilgilisinde de azalma meydana gelmiştir.
Cox’a göre din eğitimi, yaşanan toplumsal değişime, bilimsel
gelişmelere göre eğitimsel temele göre yeniden
yapılandırılmalıdır.
Ayrıca bilimsel düşünce ile dini düşünce arasında yaşanan gerilim de dinî ve
onun öğretimini farklı bir bakış açısıyla ele almayı gerekli kılmaktadır. Din
eğitimi, çocukların yaşadığı toplumsal ve kültürel dünyayı dikkate almalı,
onların ilgi, ihtiyaç ve beklentilerini eğitim durumlarının merkezi haline
getirmelidir. Böyle bir yaklaşımla
din ve din eğitimi çocuklar açısından anlamlı hale gelecek ve hayatın anlamına
dair sorularına cevap vererek varoluşlarının inşasında yardımcı rol üstlenecek bir eğitime
dönüşecektir. Böylece din eğitimi, bu türden bir
eğitimsel
katkıyla programdaki yerini haklı bir gerekçeye dayandırmış olacaktır.
Eğitimsel yaklaşımla din eğitimini yeniden yapılandırmaya çalışan Cox, din eğitiminin adlandırılmasındaki karışıklığın ortadan kalkması gerektiğini
savunmuş ve Hristiyan Eğitimi yerine Din
Eğitimi
demeyi uygun bulmuştur. Din eğitiminin eğitimsel
olarak temellendirilmesi teşebbüsü hem din eğitiminin doğasına hem de
amaçlarına yansımış durumdadır. Eğitimsel anlamda evrensel olarak kabul görecek din eğitimi:
Çocukların zihnini geliştirmeli ve bakış açılarını değiştirmelidir; akademik
dünyada kabul edilmiş disiplinlerle ilişkili hale gelmeli ve uygulama boyutunda kullanılan içerik ve
materyal günümüz kültürü açısından
değerli
ve çocukların ilgisini çekecek mahiyette olmalıdır.
Cox, eserlerinde din eğitiminin
hedeflerini detaylı bir şekilde ele almış ve inanca dayalı din eğitimi
anlayışına kaynaklık eden temel hedefleri ve bunların yetersizliğini analiz
ederek kendi eğitim anlayışına
göre din eğitimin hedeflerini yeniden tanımlamıştır. Ona göre amaçlar gerçekçi ve ulaşılabilir
olmalıdır. Aynı zamanda amaçlarda öncelik ve önem sırası da vardır. Amaçların toplum tarafından kabul
edilebilirliği/faydalılığı, öğrenciler
ve öğretmenler
için değeri göz önünde bulundurulmalıdır. Her
ne kadar geleneksel din eğitiminin hedefleri arasında yer alan İncil öğretimi ve ahlâkî davranışların
kazandırılması din eğitimi ve öğretiminin bir parçası kabul edilse de bunlar yegâne amaç haline
getirilemez veya din eğitiminin amaçları sadece bunlara indirgenemez. Din eğitimi toplumda dinî olan kadar dinî
olmayan dünya görüşlerini de hesaba katmak zorundadır. Sırf dinî bir bakış
açısıyla belirlenen din eğitiminin amaçları günümüzün çoğulcu ve seküler toplum yapısıyla uygunluk taşımaz. Cox’ın seküler toplumlarda din, din
eğitimi ve dini tecrübeye dair görüşleriyle Ninian Smart’ın görüşleri
arasındaki bir benzerlik söz konusudur. Cox’a göre, din eğitimi çocukların anlam arayışına
cevap verme potansiyeli ile eğitimsel bir değere sahiptir ve bu alan kendisini
bunun üzerine temellendirmelidir. Cox, din dilinin sembolik ve subjektif
doğasını özellikle vurgulayarak din eğitiminin ergenlik döneminde literal düşünmeden soyut
düşünmeye geçişi kolaylaştıracak bir işleve sahip olması gerektiğini ifade
etmektedir.
Edwin Cox Din Eğitimi İnanca Dayalı Olmayan Yaklaşım Sekülerleşme Din Eğitiminin Amaçları Din Eğitiminin Amaçları
Abstract: The present study addresses Edwin Cox's views about
religious education. After introducing his life and studies, the article
examines how he approached religious education on educational base and what his
similar and different views with other religious educationists are. It is
remarkable that Cox supports the religious educational understanding not based
on belief by highlighting the secularization process and determines specific
pedagogical criteria by redefining the aims of religious education on an
educational base in the framework of his understanding. By referring the search results, he
argues that traditional religious education embraces teaching of doctrines and
rituals of Christianity is ineffective for students in learning major religious
concepts. In addition, he reasseses fundamental hypothesis and aims shaping the
traditional religious education. In order to save religious education's
position in the program, he states that religious education needs to be
developed with an educational approach and its aims should be reformed.
Cox
argues that religious education based on Christianity is inadequate in terms of
today's changing circumstances and points out the need to develop a
non-dogmatic understanding of religious education. According to him, religious
education approaches aimed at developing beliefs are designed to meet the needs
of traditional societies. Since the individuals of modern societies’ needs have
been changed, the reason for continuing religious education to focus solely on
the teaching of the Bible and Church history for Christians is out of date now.
Today's individuals are grown in a secular society. The decline in the effect
of religion in social life has made it impossible for children to socialize by
participating in religious activities, and this has led to a decline in the
knowledge and experience of children in religion. Therefore, on the basis of
secularization, religious education must take into account this kind of
socialization process of children and should adopt an educational approach
accordingly. The emphasis on social change and secularization distinguishes Cox
from other contemporary religious educators.
Cox
does not see traditional religious education based on faith as educationally
sufficient either. To him, religious lessons that are performed in a monotonous
manner cannot attract children's attention and interests. Religious lectures
have diverged from children's daily experiences, existential problems and
social problems, and in this way they have become unable to take the expected
contributions. As a matter of fact, the results of some research have shown
that the information taught in these lessons was not remembered and that basic
religious concepts were misrepresented. Moreover, due to this kind of teaching
style, the children have become less interested in religion and religious
lessons.
According
to Cox, religious education should be restructured according to the social
changes, scientific developments, and educational backgrounds. Moreover, the
tension between scientific thought and religious thought necessitates a
different view of religion and its teaching. Religious education should take
into account the social and cultural world in which children live, and should
take their interests, needs and expectations into centres of their educational
status. With such an approach, religion and religious education will become
meaningful in children’s eyes and will turn into an education that will serve
as an auxiliary role in building their existence by answering their questions
about the meaning of life. Religious education will thus be based on a
justifiable ground in the program with such an educational contribution.
Cox,
who is trying to restructure religious education through educational approach,
argued that the confusion in the naming of religious education should be
clarified and he found it appropriate to call it Religious Education instead of
Christian Education. The attempt to establish an educational basis of religious
education is reflected both in the nature of religious education and in its
purposes. In the educational sense, universally accepted religious education;
should develop children's minds and change their perspectives; should be
related to the disciplines accepted in the academic world; and the content and
material used in practice should be valuable in terms of contemporary culture
and be attracting children's attention.
Cox
elaborated on the objectives of religious education in his works and redefined
the goals of religious education according to his own educational understandings
by analysing the basic objectives and their inadequacies that led to the
understanding of religious education based on faith. According to him,
objectives must be realistic and achievable. At the same time, there are also
priorities and importance in the orders of objectives. The acceptability /
utility of the objectives in society, and the value of them for the students
and the teachers must be taken into consideration. Although the acquisition of
biblical teaching and moral conduct, which is one of the goals of traditional
religious education, is accepted as a part of religious education, these can
neither be the sole purpose of it nor the purposes of religious education be
reduced to them. Religious education has to take non-religious worldviews into
account as well as religious ones in society. The aims of religious education,
which is determined from a purely religious point of view, are not compatible
with the pluralistic and secular society structure of today. There is a
similarity between Cox's views on religion, religious education, and religious
experience in secular societies and Ninian Smart's views. According to Cox,
religious education has an educational value with its potential to respond to
children's search for meaning, and this field should base itself on this
search. Cox specifically emphasizes the symbolic and subjective nature of the
religious language and states that religious education should have a function
to facilitate transition from literal thinking to abstract thinking in adolescence.
Edwin Cox Religious Education Nonconfessional Approach Secularization Aims of Religious Education
Subjects | Religious Studies |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2017 |
Submission Date | November 3, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 21 Issue: 2 |
Cumhuriyet Theology Journal is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).