Bu çalışmada Şîa’nın temel kaynaklarından olan Tefsîru’l-Kummî’de Kur’ân’ın metni konusunda yer alan tahrif iddiaları incelenmiştir. İlk dönem Şiî âlimlerinden olan Kummî (ö. 329/941), tefsirinin mukaddimesinde Allah’ın indirdiğinin hilâfına olan âyetler, tahrif edilen âyetler gibi çeşitli alt başlıklarla Kur’ân metninde tahrif olduğunu iddia etmektedir. O, âyetleri yorumlarken bu iddiasını ayrıntılı bir şekilde açıklamakta ve söz konusu âyetlerin doğru indiriliş şekillerini bazen rivâyetlere dayanarak bazen de âyetin bu şekilde okunuşu yani kıraat farkları olarak vermektedir. Bu çalışmada onun tefsirinde lafzî açıdan tahrif olduğu iddia edilen âyetler belirlenmiş ve onun bu iddiası diğer tefsirlerle karşılaştırılmıştır. Bu bağlamda makalenin amacı; Kummî tefsiri örneğinde Kur’ân’da lafzî açıdan tahrif olduğu iddia edilen âyetlerin incelenmesi ve Şiî müfessirlerin mezhebin doktrinlerini Kur’ân’ın metni üzerinde değişiklik yaparak temellendirdiğinin tespit edilmesidir.
Özet: Kur’ân-ı Kerim, Yüce Allah tarafından Hz. Muhammed (s.a.v.)’e Cebrail vasıtasıyla indirilmiş ilahi bir kitaptır. İndirildiği günden günümüze kadar her türlü tebdil, tağyir ve tahriften korunmuş olarak gelmiştir. “إِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَإِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ” “Kur’ân’ı biz indirdik ve yine onun koruyucusu da biziz.” (el-Hicr 15/9) âyeti Kur’ân-ı Kerim’in ilâhi koruma altında olduğu ve herhangi bir tahrife uğramadığını ve uğramayacağının en büyük kanıtıdır.
Tahrif kelimesi ıstılahta kutsal metinlerin aslını ekleme veya çıkarma yoluyla değiştirme, keyfi olarak anlamını değiştirme veya asıl metni yanlış tefsir etme anlamına gelmektedir. Bu kavram genellikle Yahudi ve Hristiyanların kendi kutsal metinlerini kasıtlı bir şekilde değiştirmelerini veya yanlış yorumlamalarını ifade etmek için kullanılmaktadır. Fakat Şîa’nın İmâmiyye mezhebine mensup bazı âlimleri tarafından bu kavram Kur’ân için kullanılmaktadır. Kur’ân’ın tahrif edildiği konusunda İmâmiyye Şîası içerisinde iki ekol yer almaktadır. Birincisi, Kur’ân’da tahrif olduğunu iddia eden Ahbârîler; ikincisi ise buna karşı çıkan Usûlîlerdir. Ahbârî düşüncesine sahip olanlar, âyetleri kendi mezhebin öğretilerine göre yorumlamakla kalmayıp daha ileri giderek bu öğretilerin Kur’ân’ın metninde yer aldığını iddia etmişlerdir. Nitekim bu düşünceye sahip olanlardan biri de Kummî’dir. İlk dönem Şiî âlimlerinden olan Kummî’nin tam adı Ebü’l-Hasen Alî b. İbrahim b. Hâşim’dir. Kaynaklarda doğum tarihi hakkında bilgi bulunmayan Kummî’nin Hicrî 329 yılında vefat ettiği zikredilmektedir. Tefsir, Hadis, Fıkıh ve Tarih gibi ilimlerin hemen hemen her alanında eserler yazmıştır. Kummî’nin yalnızca tefsir alanında yazdığı kitabı günümüze ulaşmıştır. Şîa, bu tefsiri temel kaynak olarak kabul etmektedir. Rivâyet tefsiri kategorisinde tasnif edilen bu eser müfessirin kendi görüşlerine ağırlık vermesi nedeniyle dirâyet tefsiri olarak değerlendirilmektedir.
Şîa’da siyasal tefsirin temsil edilmesi şekliyle tam bir ideolojiyi yansıtan Kummî, Kur’ân’ı sadece Hz. Alî ve soyunun velâyetini destekleyen bir kitap haline getirme çabası içine girmektedir. Tefsirinde bu ideolojiyi destekleyen usulü kullandığı mukaddimesinde zikrettiği konularda görülmektedir. Nitekim Kummî mukaddimesinde imâmet, nübüvvet, Ehl-i Beyt’in hilafet hakkının gaspedilmesi gibi mezhebi doktrinlerini Allah’ın indirdiğinin hilâfına olan âyetler, tahrif edilen âyetler ve Kur’ân metninde takdim ve tehir edilen âyetler gibi gibi yollarla açıklamaya çalışmaktadır. Kummî, tefsirinin mukaddimesinde özetle bu şekilde bazı âyetlerin lafzî açıdan tahrif edildiğini örnekleriyle vermekte ve söz konusu âyetleri yorumlarken bu tahrifleri ayrıntılı bir şekilde açıklamaktadır.
Kummî, bazı âyetlerde eksiklikler olduğunu ve söz konusu âyetlere aslında bulunmayan sözcükler ekleyerek âyetin bu şekilde inzâl edildiğini “tahrif edilen âyetler” kısmında vermektedir. Kummî’ye göre Kur’ân metninden çıkarılan lafızlardan biri “عليّ” “Âli” kelimesidir. Bu lafızlar, genellikle âyetlerde “فى عليّ” (Alî hakkında), “فى ولاية عليّ” (Alî’nin velâyeti hakkında), “فى حق عليّ” (Alî hakkında) şeklindedir. Kummî’ye göre Kur’an metninden çıkarılan bir diğer ifade ise “آل محمد” “Muhammed’in ailesi”dir. O, bu konuyla ilgili iddiasını bazen rivâyetlere dayanarak âyetin bu şekilde nâzil olduğunu bazen de âyetin bu şekilde okunduğu yani kıraat vechi olarak aktarmaktadır. Kummî, bazı âyetlere “فى عليّ” “Alî hakkında” ve “آل محمد” “Muhammed’in ailesi” dışında çeşitli ibareler ekleyerek âyetin bu şekilde inzâl edildiğini söylemektedir. Söz konusu âyetlere eklenen bu lafızlardan bazıları diğer kaynaklarda okunuş farklılığı yani kıraat vechi olarak zikredilmektedir. Kummî, mukaddimesinde tahrif iddiasıyla ilgili zikrettiği bir diğer tasnif bazı âyetlerin Allah’ın indirdiğinden farklı şekilde olmasıdır. O, bu konuyla ilgili örnekleri çeşitli şekillerde vermektedir. Bazen naklettiği rivâyetlere dayanarak birinin yanında âyet okunduğunda ona “âyet bu şekilde inzâl edildi” diye müdahalede bulunulduğunu; bazen de âyetin anlam açısından uygun olmadığını belirterek âyetin farklı şekilde indirildiğini; bazen de açıklama yapmadan âyetin inzâl şeklinin böyle olduğunu iddia ederek vermektedir. Âyette geçen kelimeler arasında takdim ve tehir olması Kummî’nin Kur’ân metniyle ilgili tahrif iddialarından bir diğeridir. Kummî, söz konusu âyetlerde geçen lafızlar arasında takdim ve tehir olduğunu belirttikten sonra âyetin aslında indirildiğinden farklı şekilde olduğunu söylemektedir.
Kummî, Kur’ân’ın metni konusundaki tahrif iddialarını çeşitli şekillerde delillendirmektedir. Bu bağlamda izlediği yollardan birincisi, söz konusu âyetlerin nüzul şeklini değiştirerek “هكذا نزلت” “âyet bu şekilde indirildi”, “نزل جبرائيل بهذه الآية هكذا” “Cebrail âyeti bu şekilde indirdi” gibi ifadelerle vermesidir. Kummî’nin tahrif iddialarını delillendirmek için izlediği yollardan ikincisi ise âyetin aslını değiştirerek âyeti olduğundan farklı zikretmesidir. Onun takip ettiği yollardan üçüncüsü ise ilave edilen bu lafızları kıraat farklılığı olarak zikretmesidir. Ancak Kummî, bu metodu çok fazla kullanmamıştır. Nitekim diğer Şiî tefsirlerde kıraat farklılığı olarak zikredilen ifadeler, Kummî’nin iddiasında âyetin nüzul şekli olarak geçmektedir.
Kummî tefsirinde tahrif edildiği iddia edilen âyetlerin çoğu Şîa mezhebinin öğretileriyle ilgilidir. Bu bağlamda Kummî, Kur’ân’da tahrif olduğu iddiasını açıklarken çeşitli ifadeler kullanmaktadır. O, Alî ifadesini ekleyerek “فمحى اسمه من هذا الموضع” “Bu yerden onun ismi silinmiştir”, “آل محمد” “Muhammed’in ailesi” ifadesini ekleyerek “فأسقطوا آل محمّد من الكتاب” “Muhammed’in ailesi kitaptan düşürülmüştür” şeklinde ifadeler kullanmaktadır. Bazen de kelimenin yapısında “أُمَّةٍ” “ümmet” lafzını “أئمَّةٍ” “imâmlar” gibi değişiklik yapmaktadır. Şîa ideolojisinin etkisi altında kalarak Kur’ân metnine ilave ettiği bu ifadelerle ve âyetin yapısında yaptığı değişiklikler ile Kummî, Şîa mezhebinin nübüvvet, imâmet vb. teorilerinin sadece Kur’ân’î yorum olarak değil Kur’ân’î lafız olarak da zikretmektedir.
In this study, the distortion of claims on the text of the Qur’ān in Tafsīr al-Qummī which is one of the main sources of Shī‘a has been investigated. al- Qummī, the first scholar of the Shi’ite scholars, claims that in the account of the commentary are distorted in the text of the Qur’ān with various subtitles, such as the verses that are in the land of Allah's descendants and distorted verses. While interpreting the verses, he discloses this claim in detail and sometimes gives the correct shapes of the revelations as the difference of interpretation, sometimes based on the narrations, and sometimes in the way of reading the verse. In this study, the verses alleged to be literally distorted in his commentary have been determined and this claim has been compared with other commentaries. The purpose of the article in this context is; in the case of al-Qummī exegesis, it is the examination of the verses allegedly distorted in the Qur’ān and the determination of the Shī‘ī commentators based on the doctrine of sects by changing the text of the Qur’ān.
Summary: The Glorious the Qur’ān by almight Allah, it is a divine book that has been revealed to Muhammad (pbuh) through Gabriel. It has been preserved from all kinds of changing, transmutation and distortion, since the day the Qur’ān was revealed. “إِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَإِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ” “We have, without doubt, sent down the message; and we will assuredly guard it (from corruption)”. This verse is the greatest proof that the Holy Qur’ān is under protection, and it has not been distorted or will not.
Distortion (falsification) is the change of the sacred texts by adding or subtracting the original text, arbitrarily changing the meaning, or misinterpreting the actual text. This term is often used to describe Jews’ and Christians’ deliberately changing or misinterpreting their own sacred texts. However, this term is also used by the a few scholars of the Shī‘as Imamiyya sect for the Qur’ān. There are two schools who claims the distortion of the Qur’ān within the Imamiyya Shī‘ah. The first is the Akhbāris who claim that the Qur’ān has been distorted; and the second is the Usūlites who oppose this claim. Those who have Akhbārī thoughts do not only interpret the verses according to their sectarian teachings but go further and claim that these teachings are included in the text of the Qur’ān. As a matter of fact, one of those who have this idea is Qummī. The full name of Qummī, the first scholar of the Shi’ite scholars, is Abu’l-Hasan ‘Alī b. İbrāhīm b. Hāshim. It is mentioned that al-Qummī, who had no information about the date of his birth in the sources, died in 329 Hijri. He has written books in almost all of science such as Tafsīr, Hadith, Fiqh and History. Among the books of Qummi, only the book he wrote in the field of commentary has reached the present day. Shī‘a accepts this commentary as the main source. This work, which is classified under the category of tafsīr bil riwayah(narration commentary), is regarded as tafsīr bildirayah(acumen commentator) because he gives weight to his own opinions.
Qummī, by trying to make the Qur’ān as book thats only support ʿAlī and his descendants, reflecting a complete ideology in the form of representation of political tafsīr in Shī‘a. It is seen in the issues mentioned in the preface of his tafsīr that he used the method that supports this ideology. As a matter of fact, that Qummī in the preface attempt to explain the doctrines of the sect such as the imāmate, prophecy and the seized of Ahl al-bayt rigt of caliphate in the context of the verses that are different from that which Allah has revealed, distorted verses and taqdim and ta’khir verses in the Qur’ān text. Briefly, Qummī in the preface to of his tafsīr gives examples of some verses that are literally distorted, and explains these distortions in detail when interpreting the verses in question.
Qummī gives in the “distorted verses” section that there are deficiencies in some of the verses and claims that the verse is revealed in this way by adding words that are not actually found in the verse. According to Qummī, one of the words extracted from the text of the Qur’ān is “‘Alī” that version of this words in Arabic is “علي”. These words are usually in the verses as “فى علي” means that “about ‘Alī”, “فى ولاية علي” “guardian of ‘Alī”, “فى حق علي” “about ‘Alī’s right”. According to Qummī, another expression derived from the Qur’ānic text is “آل محمد” means that “family of Muhammad”. He sometimes bases his claim on the narrations that the verses revealed in that way and sometimes verse recited in that way among different recitations. Qummī says that some of the verses have been revealed as such by by adding various phrases to verses besides “فى علي” means that “about ‘Alī” and “آل محمد” “family of Muhammad”. Some of these words that added to verses are mentioned as the different style of recitation in other sources. In the other words this differentiate is related with how you are reciting. Qummī, another classification which he refers to regarding the allegation of distorting, is that some verses are different from those revealed. He gives examples of this issue in various forms. He sometimes claims that when someone reads a verse, he interrupts the recitation by saying that “the verse has been revealed in this way” base on the narratives; sometimes saying that the verse is revealed differently by indicating the verse is not appropriate in terms of meaning and sometimes without making any explanation claims that how the verse revealed. Qummī’s another distortion claim is that taqdim and ta’khir among the words constitute the verse. Qummī says that the verse is different from the one that was actually revealed, after he stated that it was taqdim and ta’khir among the words mentioned in the verses.
Qummī proves the allegations of distortion on the text of the Qur’ān in various ways. One of the ways he follows in this context is that giving the expressions like “هكذانزلت”/ “the verse was revealed in this way”, and “نزل جبرائيل بهذه الآية هكذا” “Gabriel sent down the verse in this way” by changing the the different kind of revealing of those verses. The second way Qummī follows is that mentioning the verse different from the fact that it is by changing the its originality. The third way he follows is that mentioning added words as the different kind of the recitation. However, Qummī did not use this method that much. Indeed, while Shī‘ī tafsīrs mention this kind of expressions as a different kind of recitation, Qummī mentions them as a different kind of revealing in his claim.
Most of the verses alleged to have been distorted in the Qummī’s tafsīr are relate to the teachings of the Shī‘a sect. In this context, Qummī uses various expressions while explaining his claim that some verses in the Qur’ān has been distorted. By adding ‘Alī phrase, claims that “فمحى اسمه من هذا الموضع”/ “His name has deleted from this place”, and by adding “آل محمد”/ “Muhammad’s family”, claims that “فأسقطوا آل محمد من الكتاب”/ “Muhammad’s family has been reduced from the book”. Sometimes, making some changes on words such as changing the structure of the term “أمة”/ “ummah” as “أئمة” /“Imāmiyya”. Under the influence of the ideology of Shī‘a, Qummī asserts that Shī‘ah teachings such as prophethood, and Imāmiyya are not just the Qur’ānic interpretations but rather are the Qur’ānic teachings by adding words to the text of the Qur’ān and making some changes in the construction of the Qur’ān.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Translations |
Authors | |
Publication Date | June 15, 2018 |
Submission Date | March 2, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 22 Issue: 1 |
Cumhuriyet Theology Journal is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).