Toplumların varlıklarını korumasında hiç şüphesiz aile kurumu başat rol oynar. Bu nedenle tarihten günümüze, medeniyette iz bırakan toplumların aile kurumunun korunmasına dönük özel tedbirler aldıkları ve politikalar geliştirdikleri bir sosyal gerçekliktir. Bu bağlamda İslâm’ın nikâhta eşler arasında denkliği gözeterek onlar arasındaki uyum ve devamlılığı hedeflemesi bu tür bir tedbir olarak düşünülebilir. Yine nikâhın “mîsâk-ı ğalîz” ağır sorumluluğu gerektiren bir akit; boşamanın da “Allah’a sevimsiz gelen bir mubah” olarak betimlenmesi, aynı amaca matuf bir politikadır. Diğer taraftan ailenin korunması İslam’ın gözettiği beş ana gaye içinde yer alır. Nitekim İslâm Hukukunda “makâsıdü’ş- şerî‘a” olarak bilinen dinin korumayı hedeflediği beş esas “canın korunması, malın korunması, neslin korunması, dinin korunması ve aklın korunması” şeklinde formüle edilen “tümel gayeleri” içerir. Bu beş esas bir yönüyle Şâri’in hükümlerde gözettiği genel amacı teşkil ederken, bir yönüyle de insanların genel maslahatlarını ihtiva etmektedir. Diğer taraftan Şâri’in naslarda yer alan her bir hükümde gözettiği özel gayeler de vardır ki, o da söz konusu nasta gözetilen tikel gayeleri oluşturur. Aslında bu gaye belki de o nassın (âyet ya da hadisin) sevk olunuşu ile ilgili güdülen özel amacı teşkil eder. Sonuçta ilgili nassın, bu özel gaye ekseninde tümel gayelerle birlikte yorumlanması durumunda Şâri’in maksadı gerçekleşmiş olacaktır. Bu noktada ailenin korunması tümel bir gaye olduğuna göre aile hukuku ile ilgili tikel nassların bu muvâcehede yorumlanması sahih anlam için bir zorunluluktur. Ne var ki talâkla ilgili nasların müteahhirûn döneme ait bir kısım eserlerde ailenin korunması gayesinden uzak, hatta olumsuz sonuçları tetikleyen literal/lafızcı bir yoruma büründüğü söylenebilir. Nitekim hâzilin (şakadan boşayan kimsenin) talâkına dair rivayetin yorumu da bunun özgün örneğini oluşturur. İlgili rivayette: Üç şey vardır ki, bunların ciddisi de ciddî, şakası da ciddîdir. Nikâh, talâk ve ric‘at/ricî talâkta eşine dönme (yani bu meselelerin şakaya gelmeyeceği belirtiliyor ki hadisin bu minvalde anlaşılması daha doğru olur). Söz konusu bu hadis, boşanmaya giden yolun kapatılmasında bir kalkan gibi konumlandırılması gerekirken, talâka dair sözlü tasarruflarda olumsuz sonuçların doğmasına neden olan temel bir referansa dönüşmüştür. “Ameller niyetlere göredir” hadisi fürûda birçok sözlü ve fiilî tasarrufu tahsis edici genel bir ilke olarak kabul edilirken gayr-ı ciddi olan hâzilin boşamasında onun dikkate alınmaması düşündürücüdür. İşte bu çalışmamızda hâzilin talâkıyla ilgili zikri geçen rivayetin metin ve sened yönünden kritiği yapılarak normatif değeri tartışılacak, özellikle hadisin arka plânı araştırılarak makâsıd ekseninde yeni yorumların imkânı üzerinde durulacaktır.
There is no doubt that family plays a leading role in societies’ conserving their existence. Thus it is a social phenomenon that societies whose traces are visible in civilisation throughout the history developed precautions and policies to protect family. It can be considered as a kind of precaution that islam aims harmony and stability between wife and husband by seeking balance between them. Marriage’s being a contract requiring heavy responsibility and divorce’s being an unlovely licit for Allah is as well a policy for the same aim. Furthermore, protecting family is one of the five fundamental aim. Known as makasıdu’}s sheria in Islamic jurisprudence, these five fundamentals which are formulated as ‘ protecting life, property, religon, mind and generation’ include the general aims. On the other hand, the Shari in his provisions stemming from the nass also seeks some specific aims which make up the particular aims included in the nass. As a result, Shari’s aim can be made true by interpreting the nass in question within the framework of its specific aims without ignoring the nass’ s general aims. As family is a general aim, interpreting the specific nass concerning family law considering the general aims will comply with the aim of the Shari. However, in some works of muteahhirun term it can be said that nass concerning divorce is interpreted in a way ar from the general aim of protecting family and in a literal manner, which causes bad results. Thehthe the interpretation of the hadith about the status of the hazil [ who says “I divorce you “ as a joke] stands as a novel example. This rivayet says: there are three things whose serious is serious and joke is serious as well; namely marriage divorce and compensable divorce (rici) in these three matters, jokes are taken seriously. Actually this hadith ephasizes that these matters are too important to joke on. Understanding the hadith in this context seems more appropriate. In fact this hadith should have been tajen as a shield that blocks the ways leading to divorce, contrarily it has turned into a basic reference that leads to negative results for oral expressions of divorce. On the one hand the hadith “ every deed is based on one’s intention…” is accepted as a general principal that acts as a restricter in many secondary oral and actual deeds, on the other hand, it is hard to understand that this hadith has not been taken into account in the hazil’s divorce So in our notification the hadith’s text and chain of transfer from the Prophet will be assessed and thereby its normative value will be discussed and especially its backround will be searched and lastly the possibility of makasıd-oriented new interpretations will be dwelt on.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | September 30, 2022 |
Submission Date | July 22, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |
Correspondence Address
Cukurova University, Faculty of Theology, Balcali Campus, 01330, Saricam/Adana.