In this article, we have examined the theological origins of the “rijal criticism” in the Hadith Methodology, which is the equivalent of the word “tankid”, and synonymous with the word “criticism” in Turkish and often used in a negatively. Essentially, the Islamic society met the “critical mentality” at a very early age; especially the Qur’an and the Prophet Muhammad gave the best examples of the criti-cal view and gave its lesson to the Sahaba. It was determined that many issues were critically han-dled both in the verses of the Qur’an and in the hadiths and Sunna’s of the Prophet. Even, it is note-worthy that sometimes the behavior of the Messenger of Allah or the Sahaba could not get rid of criti-cism by Allah. On the other hand, it is seen that Allah and his blessed messenger never left rightness in criticism. Because the Qur’an and the Prophet occasionally subjected the polytheists, disbelievers, hypocrites, Jews and Christians to criticism because of some their behaviors, however, these criticism points have been very well justified.
In the later periods, it is understood that the Sahaba operated this criticism mentality in the best way among themselves. “Rijal criticism” came to the agenda in the history of the hadith through the use of “sanad”, which became a necessity to use in hadith narrations, especially after the “fitnah” that be-gan to emerge from the middle of the first hijri century. So this rijal criticism, which began with the knowledge of Hadith, has again shown itself in the form of the knowledge of “Jarh-Ta‘dil” in the same area, and all the people who narrated any hadith from the Messenger of Allah, except for the Sahaba, took their share from this criticism. But the Sahaba were criticized by each other in terms of “zabt” (memory power), not in terms of “adâlah” (righteousness). According to us, it is not possible to see or show a similarity of this criticism activity in the history of the Hadith, in this scale in the world.
As a result, we, as Muslims of today, need much more than ever before the criticism mentality, which has been very well run in history. We believe that the real spirit that will raise the Ummah of Islam again as in their old glory in the past passes from this “critical point of view”. For this, we be-lieve that the Hanafi-Maturidi perspective, which was represented by Ahl al-Ray in history and gave importance to both the nasses (Qur’an and Sunnah) and the mind (reason/wisdom), will be useful.
Bu makalemizde, Türkçede “eleştiri” kelimesiyle eş anlamlı olup, çoğu zaman olumsuz çağrışım yapan “tenkit” kelimesinin Hadis Usulündeki karşılığı olan “rical tenkidi” konusunun teolojik kökenlerini inceledik. Esasen İslâm toplumu tenkit zihniyetiyle oldukça erken bir devirde tanışmış; özellikle Kur’an ve Hz. Peygamber eleştirel bakışın en güzel örneklerini sunarak adeta sahabeye bunun dersini vermiş-tir. Gerek ayetlerde gerekse Hz. Peygamber’in hadis ve sünnetlerinde pek çok konunun eleştirel bi-çimde ele alındığı tespit edilmiştir. Hatta zaman zaman Allah tarafından Rasûlullah’ın ya da sahabenin bazı davranışlarının bile tenkitten kurtulamadığı dikkat çekmektedir. Diğer taraftan, Allah Teâlâ’nın ve onun kutlu elçisinin tenkitte hiçbir zaman hakkaniyetten ayrılmadığı görülmektedir. Zira Kur’an ve Hz. Peygamber zaman zaman tenkide konu olan davranışları nedeniyle müşrikleri, kâfirleri, münafıkları, Yahudi ve Hristiyanları tenkide tâbi tutmuştur ancak bu tenkit uygulamaları çok güzel bir şekilde ge-rekçelendirilmiştir.
Daha sonraki devirlerde ise sahabenin kendi aralarında bu tenkit zihniyetini en güzel biçimde iş-lettiği anlaşılmaktadır. Hadis tarihinde özellikle hicrî birinci asrın ortalarından itibaren gündeme gelme-ye başlayan “fitne” sonrasında hadis rivayetlerinde bir zorunluluk halini alan sened/isnâd kullanımı vasıtasıyla rical tenkit faaliyetleri de görülmeye başlamıştır. Öyle ki, Hadis ilmiyle başlayan bu rical tenkidi yine aynı alanda cerh-ta‘dil ilmi şeklinde kendini göstermiş ve sahabe hariç Rasûlullah’tan ha-dis rivayet eden bütün insanlar bu tenkitten payına düşeni almıştır. Sahabe ise birbirleri tarafından “adalet” yönünden değilse de “zabt” yönünden tenkide tâbi tutulmuştur. Hadis tarihinde işletilen bu tenkit faaliyetinin dünyada bu çapta bir benzerini görmek ya da gösterebilmek ise bizce mümkün değil-dir.
Netice-i kelâm, tarihte çok güzel bir şekilde işletilmiş olan tenkit zihniyetine günümüz Müslüman-ları olarak bizler de her zamankinden çok daha muhtacız. İslâm ümmetini tekrar eski ihtişamlı zaman-larındaki gibi şaha kaldıracak asıl ruhun bu tenkidî bakış açısından geçtiğine inanıyoruz. Bunun için de tarihte daha çok Ehl-i Rey tarafından temsil edilen ve hem naslara hem de akla gereken önemi veren Hanefî-Mâtürîdî çizgisini takip etmenin faydalı olacağına inanıyoruz.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 20 Mayıs 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 20 Sayı: 2 |
Correspondence Address
Cukurova University, Faculty of Theology, Balcali Campus, 01330, Saricam/Adana.