Uighurs
(A.D 744-840) followed Kokturks among those who gained their independence and
showed up in the course of Central Asian Turkic History. Uighurs, at the end of
their about-100-year rule that was based in Otuken, were defeated by Kyrgyzs
and forced to migrate into various cities. One branch of them headed toward
Eastern Turkistan, some of them were settled in Kansu region and gradually
embraced sedentary lifestyle thereby giving up on migrant-settler way. In the
course of time Uighurs, having adopted a variety of new faiths, produced a lot
of works related to those belief systems. As a consequence
of a rising need that is stemmed from their cultural transition and the new
concepts that are brought about by it, they started deriving new words and
forming compounds out of them within Old Uighur Turkish.
In
this article, we will examine one of the Buddhist peritexts in Old Uighur Turkish;
the text titled Kuanşi İm Pusar which
is in the 25th chapter of the work, named as Asil Dinin Nilüfer Çiçeği (The
Lotus of the Noble Faith) written in sudur genre, in the context of the
derivation of compound words in the Old Uighur Turkish period, the structures
of compound verbs; and they will be classified by their types of composition.
This
article, on a large scale, is predicated upon Şinasi Tekin’s work that was
produced in accordance with a comparative study of four copies in Old Uighur
Turkish and titled Uygurca Metinler I
(The Texts in Uighur Turkish) Kuanşi İm Pusar (Ses İşiten Allah - Allah Who Hears) that is emitted in the year
1960 at Atatürk University.
Having come forward either in terms of structure or
meaning for the first time in the Old Uighur Turkish period, those compound
verbs are such elements of language that enrich and strengthen the vocabulary
of the Turkish language, along with being signifiers of its historical
development.
Orta
Asya Türk tarihinde Köktürklerden sonra bağımsızlıklarını kazanıp tarih
sahnesine çıkan devlet, Uygurlar (M. 744-840) olmuştur. Uygurlar, Ötüken
merkezindeki bu hâkimiyetini yaklaşık yüz yıl devam ettirdikten sonra
Kırgızların yenilgisine uğramış ve farklı şehirlere göç etmek zorunda
kalmışlardır. Uygurların bir kısmı Doğu Türkistan’a bir kısmı Kansu bölgesine
gitmiş ve burada konar-göçer yaşamı terk ederek yerleşik yaşam tarzına geçmişlerdir.
Zaman içerisinde farklı inanç sistemlerini benimsemiş olan Uygurlar, bu inanç
çevrelerine ait pek çok eser ortaya koymuşlardır. Hem yerleşik yaşamın hem de
farklı inanç ve kültür çevrelerinin kazandırdığı yeni kavramları karşılamak
üzere Eski Uygur Türkçesinde sözcük türetme ve birleştirme faaliyetleri
başlamıştır
Bu
makalede de Eski Uygur Türkçesi dönemi Buddhist çevre metinlerinden olan ve
sudur türünde kaleme alınmış Asîl Dinin
Nilüfer Çiçeği anlamına gelen eserin 25. bölümünde yer alan Kuanşi İm Pusar adlı metin, Eski Uygur
Türkçesi dönemi “sözcük birleştirme” faaliyetleri bağlamında, birleşik fiil
yapıları açısından ele alınacak ve bu birleşik fiiller, kuruluş şekillerine
göre tasnif edilecektir.
Bu
çalışmada, Şinasi Tekin’in Eski Uygur Türkçesine ait dört nüshasını
karşılaştırmak suretiyle ele aldığı ve Atatürk Üniversitesi yayınlarından 1960
yılında neşredilmiş olan Uygurca Metinler
I Kuanşi İm Pusar (Ses İşiten İlah) adlı eseri esas alınacaktır.
Bazen
şekil bazen de anlam itibariyle ilk defa Eski Uygur Türkçesi döneminde
karşımıza çıkan bu birleşik fiiller, söz varlığını güçlendiren ve
zenginleştiren yapılar olmakla birlikte Türk dilinin gelişim sürecini ortaya
koyan önemli ve belirleyici göstergelerdendir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Linguistics |
Authors | |
Publication Date | December 25, 2019 |
Submission Date | May 25, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 4 Issue: 2 |