Ruşen Eşref Ünaydın’ın Diyorlar Ki adlı kitabı, 1916-1918 yılları arasında on sekiz önemli yazarla yapılan röportajların derlemesidir. Bu röportajlar çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanmış, 1918’de kitap olarak basılmıştır. Röportajlarda Abdülhak Hamit Tarhan, Halit Ziya Uşaklıgil, Halide Edip Adıvar, Ziya Gökalp ve Ahmet Haşim gibi dönemin ünlü yazarlarına eski edebiyat, Tanzimat edebiyatı, Servet-i Fünûn edebiyatı, milli edebiyat ve edebiyatın geleceği hakkında beş ana soru yöneltilmiştir. Ruşen Eşref’in soruları ve yazarları yönlendirme biçimi, kitapta çizgisel ve ilerlemeci bir edebiyat tarihi oluşturmanın amaçlandığını gösterir. Bu çalışma, Diyorlar Ki’nin Tanzimat’tan itibaren milli bir kimlik oluşturmak için ulusal bir edebiyat tarihi kurma çabasının bir parçası olduğunu öne sürmektedir. Röportajların milli edebiyatın etkili olduğu bir dönemde yapılmış olması, kurgulanan edebiyat tarihinin millilik ekseninde şekillendirilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Makalede bu nedenle, milli edebiyat yazarlarının röportajlarının incelenmesine ağırlık verilmiştir. Bu çerçevede öncelikle, milliliğin edebi eserler ve dönemler için bir değer ölçütü haline gelmesi ele alınmakta, Ruşen Eşref Ünaydın’ın yönlendirici soruları ve yazarların yanıtları aracılığıyla millilik ekseninde bir kurgu oluşturulduğu tespit edilmektedir. Röportajlar millilik anlayışının, sanatlı anlatımdan uzaklaşmayı, yabancı edebiyatların etkisinden kurtulmayı, dilde sadeleşmeyi ve halka yönelmeyi içerdiğini açığa çıkarmaktadır. Bu nitelikler göz önünde bulundurularak kurgulanan ulusal edebiyat tarihinde kabul gören ve görmeyen eser ve dönemlerin ayırt edilmesinde, Tanzimat yazarlarının ürettiği söylemin belirleyiciliği olduğu anlaşılmaktadır. Makalede daha sonra, Tanzimat’tan itibaren üretilen edebi metinleri milli kaygılar taşıyan homojen bir ulusal edebiyat olarak yorumlayan Fuat Köprülü röportajına odaklanılmakta, Tanzimat edebiyatı ve milli edebiyattaki millilik algıları arasındaki farkların silikleştirilmesi sorunsallaştırılmaktadır. Son olarak, Diyorlar Ki’de röportaj veren milli edebiyat yazarlarından Ziya Gökalp’in Tanzimat edebiyatını olumsuzlayarak milli edebiyatın yüceltilmesini ve daha da güçlenmesini mümkün kıldığı öne sürülmektedir. Makaledeki analiz, edebiyata milli bir nitelik kazandırmayı hedefleyen bakışın yeri geldiğinde son derece pragmatik tercihler yapabildiğini gözler önüne sermektedir.
Ruşen Eşref Ünaydın’s book Diyorlar Ki (So They Say) is a compilation of interviews with eighteen prominent authors conducted between 1916 and 1918. These interviews were published in various journals and newspapers and were later compiled into a book in 1918. In these interviews, famous authors of the time such as Abdülhak Hamit Tarhan, Halit Ziya Uşaklıgil, Halide Edip Adıvar, Ziya Gökalp, and Ahmet Haşim were asked five main questions about classical literature, Tanzimat literature, Servet-i Fünûn literature, national literature, and the future of literature. Ruşen Eşref’s questions and the way he guided the authors indicate that the book aims to establish a linear and progressive literary history. This study suggests that Diyorlar Ki is part of an effort to create a national literary history to build a national identity starting from the Tanzimat period. The fact that these interviews were conducted during a time when national literature was influential played a significant role in shaping the imagined literary history around the axis of nationalism. Therefore, the article focuses on analyzing the interviews with the national literature authors. Within this framework, the article first examines how the national character became a criterion for literary works and periods, identifying that a narrative focused on nationhood was created through Ruşen Eşref Ünaydın’s guiding questions and the authors’ responses. The interviews reveal that the understanding of nationalism included distancing from ornate expression, freeing from the influence of foreign works of literature, simplifying the language, and focusing on the public. Considering these characteristics, it becomes clear that the discourse produced by Tanzimat writers was a determining factor in distinguishing the accepted and unaccepted works and periods in the constructed national literary history. The article then focuses on the interview with Fuat Köprülü, who interpreted the literary texts produced since the Tanzimat as a homogeneous national literature with national concerns and problematizes the blurring of differences between the concepts of national character in Tanzimat literature and national literature. Finally, it is suggested that Ziya Gökalp, one of the national literature authors interviewed in Diyorlar Ki, enabled the glorification and strengthening of national literature by denigrating Tanzimat literature. The analysis in the article highlights that some authors made pragmatic choices in an effort to give literature a national character.
Diyorlar Ki Ruşen Eşref Ünaydın National Literature Tanzimat Literature National Literary History
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Modern Turkish Literature in Turkiye Field |
Journal Section | Literature |
Authors | |
Publication Date | December 26, 2024 |
Submission Date | September 15, 2024 |
Acceptance Date | December 22, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 9 Issue: 2 |