Anadolu coğrafyası, jeopolitik ve jeostratejik önemi nedeniyle tarihsel olarak göç hareketlerinin merkezi olmuştur. Türkiye, göç olgusu bağlamında kimi zaman kaynak, kimi zaman geçiş, kimi zaman ise hedef ülke konumunda yer almıştır. En büyük göç yoğunluğu ise 2011 yılından sonra yaşanmaya başlamış, komşumuz Suriye’deki kargaşa ortamı ve kamu düzeninin bozulması nedeniyle gelen göçmen sayısı yıllar geçtikçe artmıştır. Süreçte Türkiye, göç politikalarına yönelik Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nu çıkarmıştır. Kanun göç kavramını hak temelli bir yaklaşımla ele alarak, bu süreci hukuk bağlamında düzenlemektedir. Göçmen nüfusun kentlerde yaşamaya başlaması, göç ile kent arasındaki etkileşimi önemli bir tartışma konusu haline getirmiştir. Kentlerin mevcut kapasitesinin üzerinde bir göçmen nüfusa ev sahipliği yapması, altyapı eksiklikleri ve sosyo-ekonomik dengesizlikler gibi sorunları beraberinde getirmekte; kültürel dokuyu olumsuz etkileyerek, sosyal uyumu zayıflatmaktadır. Çalışmada, kentleşme ve göç ilişkisi dış göçlerin kentsel mekâna etkileri üzerinden ele alınmakta kentlerin mekânsal ve sosyolojik özelliklerine odaklanan, kentsel uyumu ön planda tutan politikaların geliştirilmesi gerekliliği vurgulanmaktadır. Uygulanacak politikalar bağlamında kentsel aidiyet duygusunun güçlendirilmesi ile kentlilik bilincinin geliştirilmesi arasındaki etkileşim göz önünde bulundurulduğunda, bu süreçleri destekleyecek, yerel halk ile göçmenler arasında sosyal uyumu pekiştirecek bütüncül yaklaşımların benimsenmesi, göç yönetiminin sürdürülebilir çözümler üretme kapasitesini artıracaktır.
Göçmen Entegrasyonu Göç Politikası Göç Yönetimi Kapsayıcı Politikalar Sosyal Uyum
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kentleşme Politikaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 23 Ocak 2025 |
Yayımlanma Tarihi | |
Gönderilme Tarihi | 26 Kasım 2024 |
Kabul Tarihi | 3 Ocak 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 34 Sayı: 1 |