Institutional religious structures are the most damaged in an industrialized society, and in postmodern times, instead of rectifying these harms in religious structures, the individual’s quest for meaning is becoming more and more unstable by various religious groups, new religious movements, or the blows of an aggressively and persistently secularist world. Even instability or the possibility of reduction in their field of power has given institutional religions sufficient reason to intensify their efforts to preserve their normative measurements and to protect their existing allies with an attempt to return to their old glorious days, driven by utopian optimism. However, among these movements which are institutional religions with their normative structures, settled organizations, experiences dating back to ancient times and followers reaching up to billions, pure and non-political religious and energetic groups that claim to meet the expectations of millennium or the phenomenon of deism and atheism claiming secular and superficial answers to individual’s postmodern search of meaning. The question of which one will be victorious in this field of battle has not been able to be answered yet. Probably, it will be the correct analysis of target group, convenience of methods to reach the receiver and the opponents’ relative endurance in this global war in a market, which is liable to the capitalist market conditions to the end to determine the result. It is essential that Islamic societies prepare for a healthy future with their own and objective evaluations in order to survive in this struggle. The study, using literature review and meta-synthesis methods, aims to make inferences about the future of perceptions of religiosity in Islamic societies.
Endüstrileşen toplumda en çok zarar görenin kurumsal dini yapılar olduğunu, postmodern zamanların ise bireyin anlam arayışını, söz konusu dini yapıları onarmak yerine sırf dini gruplar, yeni dini hareketler ya da seküler bir dünyanın mütecaviz ve ısrarlı darbeleriyle daha istikrarsız hale getirdiğini söylemek mümkündür. İstikrarsızlık ya da iktidar alanının daralması ihtimali bile kurumsal dinlerin yeni arayışlarla -hiç değilse- normatif duvarlarını ve mevcut müntesiplerini koruma ya da ütopik bir iyimserlikle eski ihtişamlı çağlara dönme konusundaki çabalarını yükselen bir ivmeyle artırmaları için yetmiştir. İslam toplumlarının söz konusu mücadelede varlığını devam ettirebilmeleri için kendilerine özgü ve nesnel değerlendirmelerle sağlıklı bir geleceğe hazırlanmaları elzemdir. Çalışma, küresel etkilerle dönüşmeye devam eden dindarlık algılarının İslam toplumlarındaki geleceği konusunda çıkarımlarda bulunmayı hedeflemektedir. Araştırmanın problemi, kutsal algısının her geçen gün deformasyona uğradığı postmodern çağda Müslümanlık özelinde bireysel dindarlık tezahürlerinin geleceğini sorgulamaktır. Nitel veri toplama yöntemlerinden literatür incelemesi ve meta-sentez yöntemleri kullanılarak gerçekleştirilen araştırmanın amacı, çarpık kentleşme ve iletişim teknolojisindeki gelişmelerle birlikte birey ve toplum üzerindeki postmodern yansımaların, bireysel dindarlık algıları üzerindeki etkilerini açıklamaktır. Bununla birlikte kurumsal dinler ve sırf dini grupların yanında deizm ve ateizm olgularının bireysel dindarlık algılarındaki değişimden nasıl etkilenebileceği sorgulanmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 24 Issue: 61 |