In this article, our aim is to show that the concept of the sacred in the tradition called phenomenology of religion has a theological and metaphysical content. In spite of this, unlike postmodernist critics, we don’t claim that we should leave the concept of the sacred. According to us, if we apply to Durkheimian concept of the sacred before Otto, we may demonstrate that sacred isn’t only numen effecting the subject in model of mana, but also is related to the concept of order. While phenomenological concept of the sacred is engaged with describing the reply to the sacred or mana as supernaturalist reality, the idea of sacred as order tries to analyse human behaviours connected with the sacred. Religion isn’t only a theological and metaphysical entity, but also a social and cultural construction. The religion isn’t only produced by society, but society is also produced by religion. As society has a religious attribution, to refer religion to society doesn’t mean to go astray positivistic reductionism. Genuine phenomenology of the sacred should analyse how sacred-profane is open to interaction in various culture. Therefore, the sacred isn’t metaphysical reference, but points to transformations and entegrations of some cultural horizons.
Bu makalede amacımız, din fenomenolojisi denen gelenekteki kutsal kavramının teolojik ve metafizik bir içeriğe sahip olduğunu göstermektir. Buna rağmen, postmodernist eleştirmenlerden farklı olarak, kutsal kavramını terk etmemiz gerektiğini iddia etmemekteyiz. Bize göre, Otto’dan önce Durkheimcı kutsal kavramına başvurursak, kutsalın sadece mana modelinde özneyi etkileyen numen olmadığını, fakat ayrıca düzen kavramıyla ilişkili olduğunu gösterebiliriz. Fenomenolojik kutsal kavramı, doğaötesi gerçeklik olarak kutsala ya da manaya verilen cevabı tasvir etmekle meşgulken, düzen olarak kutsal düşüncesi, kutsalla ilişki içinde insan davranışlarını tahlil etmeye çalışır. Din sadece teolojik ve metafizik bir varlık değildir, fakat ayrıca toplumsal ve kültürel bir inşadır. Din sadece toplum tarafından üretilmez, fakat toplum da din tarafından üretilir. Toplum dini bir niteliğe sahip olduğundan, dini topluma atfetmek, pozitivist indirgemeciliğe sapmak anlamına gelmez. Kutsalın hakiki fenomenolojisi, kutsal-profanın çeşitli kültürlerde nasıl etkileşime açık olduklarını tahlil etmelidir. Bu nedenle, kutsal metafizik bir referans değil, fakat kültürel ufukların dönüşümlerine ve bütünleşmelerine işaret eder.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Şubat 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 11 Sayı: 1 |