Bu makale, klasik Türk edebiyatının en önemli mesnevilerinden biri olan Hamdullah Hamdî’nin Yûsuf u Züleyhâ adlı eserinin Yûsuf Sûresi ile olan ilişkisini incelemektedir. Hamdî’nin eseri, klasik kaynaklarda söz konusu sûrenin manzum bir tefsiri olarak kabul edilmiş, bu yönüyle övülmüş ve şairin aynı zamanda müfessir kimliğiyle bu görüş desteklenmiştir. Çalışma, öncelikle sûrede yer alan bazı ayetlere karşılık gelen beyitleri tespit ederek âyetlerle beyitler arasındaki lafzî ve manevî uyumu tahlil etmekte; Hamdî’nin Arapça kelimelere bilinçli bir tercih olarak verdiği anlamlar üzerinde durmaktadır. Usbe kelimesi özelinde yapılan tahlilde Hamdî’nin bu kelimeyi ayetin bağlamı ve tefsir kaynaklarında geçen “en az on kişiden oluşan, güçlü, kuvvetli, hedef birliği etmiş grup” anlamından saparak kardeşlik ve kan bağı çerçevesinde kullandığı görülmüştür, bunun da müellifin hem kendi ağabeyleri ile olan sorunlarına hem de Hz. Yûsuf’un ağabeylerine yönelik olumlu bakışına bağlı olduğu düşünülmektedir. Hamdî’nin bu bakış açısını ve eserindeki farklılığını net bir şekilde ortaya koyabilmek adına ilgili kısımlar, eserini yazarken örnek aldığı İranlı şair Mollâ Câmî’nin Yûsuf u Züleyhâ’sıyla mukayese edilmiştir. Hamdî’nin, Hz. Yûsuf’un ağabeylerine karşı Mollâ Câmî’ye göre daha müsamahalı bir şekilde yaklaştığı ve kıssayı bir aşk hikâyesi olmakla birlikte bir aile hikâyesi olarak da ele aldığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu yönüyle çalışma, Kur’ân’dan etkilenmiş edebî bir eserde müellifin kişisel yorumunun ve inanç dünyasının nasıl rol oynadığını göstermeyi amaçlamaktadır.
This article examines the relationship between Yusuf u Zuleyha, a classical Turkish masnavi by Hamdullah Hamdi, and Surah Yusuf from the Qur’an. Hamdi’s work has been widely regarded as a poetic exegesis of the Surah, and his identity as a Qur’anic commentator reinforces this interpretation. The study identifies couplets corresponding to specific verses and analyzes their lexical parallels and thematic significance. Special attention is given to the Arabic term usba, which denotes a strong, united group in the Qur'anic context. However, Hamdi translates this term as “our origin is one” or “we are of the same essence,” emphasizing genealogical unity rather than strength or number. This interpretive shift reflects Hamdi’s personal experiences—particularly with his own brothers—and his theological stance on Yusuf’s siblings. To clearly demonstrate Hamdi’s perspective and the distinctiveness of his work, the relevant sections have been compared with Yusuf and Zulayha by the Persian poet Mullā Jāmī, whom he took as a model when composing his own work. Unlike Jami, who portrayed them negatively, Hamdi presents them more favorably. This study emphasizes how classical poets infused sacred narratives with personal reflection, transforming religious texts into layered literary compositions. It aims to reveal the dynamics between scripture, literary form, and individual interpretation in Islamic literature.
| Primary Language | Turkish |
|---|---|
| Subjects | Religious Music |
| Journal Section | Research Articles |
| Authors | |
| Publication Date | September 30, 2025 |
| Submission Date | May 22, 2025 |
| Acceptance Date | September 30, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Volume: 25 Issue: 2 |