İnançlı işlem kurumu, Türk-İsviçre Hukukunda kanunla düzenlenmiş
olmayıp, doktrin ve uygulama tarafından geliştirilmiştir. Bir taşınmazın inançlı
olarak devrinde inanılan kişi taşınmazın gerçekten malikidir. Bu sebeple inanılan kişinin -inanan ile aralarında yapılan inanç anlaşmasına aykırı olaraktaşınmazı üçüncü bir kişiye devretmesi durumunda, yapılan devir üçüncü kişinin
iyiniyetli olup olmamasından bağımsız olarak geçerlidir. Bununla birlikte
Yargıtay’ın, taşınmazı devralan üçüncü kişi, inanılan ile el ve işbirliği içinde
hareket etmekteyse, inananın taşınmazı devralan üçüncü kişiye karşı da tapu
iptal tescil davası açabileceğine ilişkin yerleşik içtihatları mevcuttur.
Yargıtay bu içtihatlarında, hukuki dayanak olarak TMK.m.1023 hükmünü
veya muvazaayı göstermekte; bazı kararlarında ise el ve işbirliği ile hareket
kavramının hem TMK.m.1023 hem de muvazaaya dayandığını ifade etmektedir.
Ancak borç ilişkisinin nisbiliği ilkesinin bir sonucu olarak böyle bir durumda
TMK.m.1023 hükmünün uygulama alanı bulunmamaktadır.
Çalışmamızda Yargıtay’ın inançlı işlemlerdeki el ve işbirliği içinde hareket
kavramının hukuki dayanağı olarak muvazaa ve ahlaka aykırı davranışla kasten
zarar verme inceleme konusu yapılacaktır.
İnançlı işlem El ve işbirliği ile hareket TMK.m.1023 Borç ilişkisinin nisbiliğ Ahlaka aykırı davranışla kasten zarar verme
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Mayıs 2021 |
Gönderilme Tarihi | 8 Şubat 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
TR-DİZİN, HeinOnline, GoogleScholar, Academindex, Sherpa Romeo, Ulrich’s Periodicals Directory ve Asos Index veri tabanlarında taranmaktadır.
Dergimiz 2024 Mayıs sayısından itibaren yalnızca elektronik ortamda yayınlanacaktır.
Dokuz Eylul University Publishing Web-Page
https://kutuphane.deu.edu.tr/yayinevi/
İletişim sayfamız
https://dergipark.org.tr/tr/pub/deuhfd/contacts